24

1.9K 139 258
                                    


İyi okumalar❤

***

"Gidersek birlikte gideriz,
Yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen..."

***

Beklemek güzeldi. Sonucunda eğer iyi olacaksak, kazanacaksak beklemek elbette güzeldi. Zaman her şeyin ilacıysa beklemek mutlaka işe yarardı ve eğer bir şey gecikiyorsa güzelleşiyordu, daha iyisi, hep daha iyisi oluyordu.

Veyahut zaman algısı bizi olaylardan uzaklaştırıyor, kişilerden koparıyordu. Olmayacak şeyler için umut beslemek intihar olurdu, sonra Tanrı zamanı yarattı. Akışına bırakmak kimimizin acısını dindirdi kimimizin de kinini arttırdı.

Saatler birbirini kovalarken günler geçmek bilmedi ve aylar, içlerine asırlar sıkıştırılmış gibi uzun sürdü.

Sonra da karşıma seni çıktın işte.

Evet, zaman benim ilacımdı.

Uyurken bilinçaltınızda günlük meselelerinizi düşünmeye devam ettiğiniz oluyor mu? Benim şu an tam olarak böyleydi ve uyanmak fiili, sadece gözlerimi açtığımı belirtiyordu. Mental olarak hâlâ yorgundum ama en azından mutluydum.

Beyaz yorganı üzerime çekip yattığım yerde doğruldum. Harry yarı çıplak bir şekilde sağımda yatıyordu ve kusursuzdu. Alnına yapışan bukleleri elimde okşayarak geriye doğru ittirdim ve pürüzsüz cildini serbest bıraktım. Uykudan hafif şişmiş gözleri ve susuzluktan açık pembe bir renk alan dudaklarını izledim.

Masal gibiydi, içindeki iyiliğin her şeyin önüne geçeceğini bilmeme rağmen bunun nasıl olacağını görmek istiyordum.

O şiir gibiydi; harfler karmaşık bir sırayla yan yana gelmişti, anlamsız kelimeler onda hayat bulmuştu. Dile gelen hisler mükemmel bir enerji kombinesiyle bir araya gelmişti ve...

Onu anlatmak zordu, çok zordu. O her şeydeydi, neye baksanız onu görürdünüz ve eğer hayatınızdaysa, hele de size aşıksa kafanızı toplamanız pek kolay olmuyordu.

Üzerine eğilip çenesinin boynuyla birleştiği o mükemmel bölgeye dudaklarımı bastırdım. Huzur dolu kokuyu içime çekebildiğim kadar çektim, yerime dönme gibi bir amacım yoktu.

Belimdeki eller beni sarıp bedenlerimizi tamamen birleştirdiğinde kafam boynuna gömülmüştü. Kıkırdadığını sarsılan göğsünden anlayabiliyordum.

"Günaydın."

"Günaydın Harry."

Kafamı boynundan kaldırıp göğsüne koydum ve yatakta öylece yatmaya devam ettik.

"Saat kaç?"

Boğuk olan sesi ne kadar mükemmel olduğunu biliyordu sanki, bizi kendisine layık görmeyerek çıkmak istemezmiş gibi derinden gelen sabah sesiyle gözlerimi kapadım.

"Bilmiyorum ve şu an inan umrumda değil."

Yattığı yerden kalktığında kafamı üzgün bir şekilde soğuk yastığa koydum, her şekilde onun göğsünü tercih ederdim.

"Ben de öyle düşünmüştüm."

Ellerini iki yanıma koyup bacaklarımı dizleri arasına aldı, üzerimde, dirsekleri üzerinde duruyordu. Gece iç çamaşırını giymiş olması ikimiz için de iyi olmuştu.

Dudaklarımızı birleştirdi ve ben de birkaç saniye sonra ayırdım.

"En azından dişlerimizi fırçalasaydık?"

Birkaç saniyelik sessizliğin ardından ikimiz de kahkahalarla güldük.

Üzerimdeki yerini korurken sordu.

Melody | Harry StylesDove le storie prendono vita. Scoprilo ora