49 | our home

1K 117 215
                                    


Biz (bölüm ve ben ahshaha) geldiik! Özlediniz mi? :))

Bu arada nasılsınız, corona falan hasta var ?

Yeni bölüm için sınır 85 Oy
+200 yorum

İyi okumalar!😘

***

Ameliyattan hışımla çıktım. Herkes olduğu yere sinmiş, kıpırdamadan duruyordu. Kimsenin yüzüne bakmadan eldivenlerimi ve üzerimdeki önlüğü yırtarcasına göğsümden çekip çıkardım. Ağzımdaki maskeyi de çıkarıp hepsini çöpe attım. Saçlarımın dağılmasını umursamadan uğurlu olduğunu düşündüğüm kırmızı bonemi çıkarıp üniformamın cebine koydum. Musluğu açıp ellerimi hızla yıkadım. Etrafa su sıçratıyordum ama umrumda değildi. Ellerimi kurulayarak ameliyathaneden çıktım. Koltuklarda oturan insanlar ayağa kalkacak vakit bulamadan koridoru terk ettim. Onlara bu kötü haberi verecek olan ben değildim.

Bu konuda fazla hassas olduğum söylenemezdi ama bu umursamadığım anlamına da gelmiyordu. Kendimi tutmayı öğrenmiştim artık, üzüntümü kendime saklıyor; resmi bir şekilde onlara kötü haberi verip işime bakıyordum.

Şimdi neden farklı olmuştu peki? Hemen söyleyeyim. Aynı zamanda Gemma'nın da doktoru olan kadın doğumcu Joe beni aradığında hastaneden çıkmak için hazırlanıyordum. Harry ile dün sahibini aradığı evi görmeye gidecektik ama işte, hala hastanedeydim.

Joe beni ameliyathaneden aramıştı. Normal bir doğumdu, ta ki annenin kalbi durana kadar. Hal böyle olunca bebeğin oksijensiz kalmaması için doğum planını değiştirip sezaryene geçmişlerdi. Eğer böyle bir şey olursa bebeğin beyninde ve vücudunda ciddi hasarlar kalabilirdi. Beni aradığında uçar hızla ameliyathaneye gittim ve hemen hazırlanıp ameliyata girdim.

Annenin kalbini çalıştırdığımıza sevinmemiz uzun sürmedi çünkü bundan sonra iki kez daha çöktü ve sonuncusunda kurtaramadık.

Çevremdeki en hassas insandım belki ama konu mesleğime ve böyle hayati durumlara gelince dünyanın en soğukkanlı insanına dönüşüyordum.

Joe bebeği alıp hemşireye verdiğinde genç kadın için yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Doğumda annenin öldüğü sayısız vaka vardı ve bizim için de ilk değildi. Beni bu hale getiren, tam ameliyathaneden çıkacağım sırada Joe'nun bağırmasıyla geri dönmeme sebep olmasıydı. Geç kalmıştık, bebeği de kaybetmiştik.

Yanlarına gidip iki parmağımla bebek kalp masajını uyguladığımda işe yaramayacağını bile bile devam ediyordum. Tuzlu gözyaşlarım kuruyan dudaklarımı yaktığında onlara aldırış etmedim. Hemşire ölüm saatlerini söylediğinde belimdeki eller beni geriye çekti.

Kimse konuşmuyordu. Ortamdaki tek ses sessiz sessiz ağlayanların burun çekme sesleri ve fişi çekilen makinelerden oluşuyordu.

O an dünyadaki her şeyi aynı anda düşündüm. İkisi de sağ olabilirdi, sağ olmalarına rağmen hasta olabilirlerdi, bebek ölebilirdi, aynı benim bebeğimin öldüğü gibi. Anne ölebilirdi, baba bebeğiyle hayata tutunup hepimizin takdirini kazanabilirdi. İnsan bir şekilde hayata devam edebilirdi. Neden ikisi birden gitmişti? Koridorda gördüğüm genç adam heyecanla anne ve bebeğini beklerken ona nasıl bunu söyleyebilirdim?

O an her şeyi düşündüm. Richard'ı, karnımda olduğunu bile bilmeden kaybettiğim bebeği. Harry'yi. Adını düşününce bile ciğerlerimin nasıl yandığını, beni nasıl nefessiz bıraktığını. Baba olmayı ne kadar çok istediğini. Tanıştığımız ilk zamanlarda bile bebek deyince gözlerinin içinin nasıl parladığını, hamile olduğumu sandığında ne kadar heyecanlandığını. Sonra nasıl ayrıldığımızı, onu tekrar bulduğumu sandığımda yaşananları... Her şey beynime hücum ederken düşünmekten başka bir şey yapamaz gibi sendeledim, duvara tutundum.

Melody | Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin