15

2.5K 169 481
                                    


İyi okumalar❤

***

"Aslında anlatmayı bıraktım da, bu gece içime bile atamıyorum."

***

Eş zamanlı olarak kapanan gözleri şaşkınlığımı fark etmemi sağlarken zaman kaybetmeden ben de göz kapaklarımın gözlerimi örtmesine izin verdim.

Yumuşak dudaklar ahenkli bir şekilde dudaklarımda hareket ederken karşılık veremiyor, sadece nefesimi tutmuş bir şekilde anın tadını çıkarıyordum.

Anın tadını çıkarmak?

Anın tadını çıkarabilen biri olduğumu hiçbir zaman savunmam. Çünkü ben, gelecek kaygısının elindeki güzellikleri fark etmeyi engellediği insan topluluğundanım. Tıpkı satrançta olduğu gibi gelecek hamlelerimi hesaplama niyetinde de değilimdir, anlık telaşlara boyun eğerek hayatın bana sunduğu güzellikleri fark edemediğim çoktur.

Hareket etmeden geçirdiğim birkaç saniye sonrasında Harry, karşılık vermemi istermiş gibi öpüşlerindeki nazikliği bir kenara bırakarak alt dudağımı sertçe ısırdığında kendime gelerek derin bir nefes aldım ve onun üst dudağını dudaklarım arasına hapsettim. Bu hoşuna gitmiş olacak ki, öpüşlerindeki naziklik misliyle geri geldi, dudakları hala dudaklarımdayken tüm muhteşemliğiyle kıvrıldı. Sıcak nefeslerimizin karıştığı bir süreden sonra dudaklarıma son bir kez dişlerini geçirdi, bu, zevkle dudaklarımı aralamama sebep olurken memnuniyetle dilini devreye soktu. Dillerimiz buluştuğunda vücudumu esir alan meltem rüzgarları ellerimden oldukça uzakta esiyordu, onlar buz gibiydi.

İlk öpücüğüm elbette değildi fakat eğer öpüşmek buysa daha önce hiç öpüşmediğimi iddia edebilirdim ya da aradan geçen zaman bana bunu unutturmuştu ve her şeyde olduğu gibi öpüşmek de bu adamla benim için yeni bir anlam kazanmıştı.

Tutsağı olduğumuz arzularımız sayesinde gerçekleştirdiğimiz ilk öpücüğümüz, birkaç dakika sonra gene aynı tutkuyla ayrılmamızı sağladı. Çekilmemiz gerekiyordu, fakat kafalarımızı çektiğimiz her santimde dudaklarımız birbirini daha fazla kavrıyor, ayrılmamak için oldukça uğraşıyordu.

Ayrıldığımızda ikimizin de yüzünde ilk kez öpüşen gençler gibi tuhaf bir sırıtış oluştu. Kafamı kaldırıp göz göze gelmeye korkuyordum, yanlışlıkla öptüğünü söylemesini duymak istemiyordum. Gene de kafamı kaldırdığımda ellerim sayesinde dağılan saçları, daha da dolgun gözüken ve şaşırtıcı bir miktarda kızaran dudakları göz kamaştırıcıydı.
Parıldayan gözler tam olarak gözlerimin içine kilitlendiğinde bakışlarının beni bir yangına sürüklediğini fark ettim. Kafamı tekrar yere eğdiğimde boğazını temizleyerek elleriyle ellerimi yakaladı.

Sıcacık elleri benim buz kütlelerime dokununca ürperdi. O güzel sesiyle konuştu.

"Sana bir şey söylemem gerekiyor."

Gözlerimi ellerinden ayırıp kafamı tekrar kaldırdım. Kaşları havalanmıştı, gözleri muzip bir havayla parlıyordu.

"Fakat bunu gerçek anlamını kastederek söylemeyeli uzun zaman oluyor."

Merakım artarken en son onun dilinin dokunduğu kurumuş dudaklarımı dilimle ıslattım.

"Bu yüzden bana biraz zaman verebilir misin? Bunun en güzel şekilde olmasını istiyorum zira benim için son olacak..."

Gizemli konuşmayı huy edinen Harry'e inanılmaz bir merakla baktım. Tahminim elbette vardı fakat bunu onun ağzından duymayı gram beklemiyordum, en azından ihtimal veremiyordum.

"T-tamam. S-sen ne zaman söylersen seni dinleyeceğim."

"Teşekkür ederim Williams."

Sabahki konuşmamızı hatırladığımda bunu aramızda bir parola yapmak istediğimi fark ettim veya bir selamlaşma, hoşuma gidecekti.

Melody | Harry StylesWhere stories live. Discover now