no escape

657 78 130
                                    

Bölüm bekleyip beklemediğinizi profilimde yazdım ama sanırım fazla kişi görmedi ve görmeyecek de. Olsun. Atayım yine de.

Yorum ve oy işi sizde. İstediğiniz gibi geri dönüş yapabilirsiniz. Yorum yapmaktan çekiniyorsanız anlayış gösteririm kesinlikle. Yalnızca istediğim şey sevdiyseniz küçük yıldıza basmanız, beğenmediğiniz kısımlar varsa bana saygı sınırını aşmadan iletmeniz. Şimdiden teşekkür ediyorum. Bölüme alıyorum sizi. 💌

"Bunların içinde zihnini okuyabilecek kişilerde var olabilir, ben fark etmedim ama yine de sana zihnini kontrol etmeyi öğretmeliyim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Bunların içinde zihnini okuyabilecek kişilerde var olabilir, ben fark etmedim ama yine de sana zihnini kontrol etmeyi öğretmeliyim."

Kaşlarını çatmıştı.

"İşe yarayacağını nereden biliyorsun?"

Aklıma dolan kişilerle duraksamış ama toparlamıştım kısa sürede.

"Ailem... bildikleri için alışmışlardı, zihinlerinden bilmemi istemedikleri şeyi geçirmemeyi de öğrendiler."

"Ailen? Dışarda senin için endişelenen insanlar mı var? Harap olmuşlardır, on altı günden bahsediyorsun."

Derin bir nefes alıp gözlerimi kaçırmıştım.

"Bunu düşünmek beni güçsüz düşürecek. Eğer buradan çıkamazsam yazdığım mektupları onlara ilet."

"Birlikte çıkarız demiştin."

"Neyin ne olacağı belli değil ama seni ailene ulaştıracağım. Sende benim için bu iyiliği yap."

Başını aşağı yukarı sallamıştı gözlerindeki endişeyle.

İki gün boyunca onu test etmiştim. En küçük bir açığı bizi ortaya çıkarabilirdi.

"İyi gidiyorsun. Bir gün daha bekleyeceğim. Sonra bitecek bu iş."

Yatağa bağlı elimi çekiştirmiştim.

"Ama önce bu zımbırtıdan kurtulmalıyım. Pencereleri kontrol et. Demirli mi, kaçıncı kat?"

Dediklerimle olduğu yerden kalkmıştı.

"Buradan kaçmak imkansız. Çok yüksek, artı demirler var. Gökdelen gibi bir şey bu."

Gözlerimi yumup başımı yatağın başlığına yaslamıştım. Başka bir şey düşünmeliydim

"Anahtarlar o mavi gömlekli adamın pantolonuna takılı. Odanın da kelepçenin de kilidi onda."

Gözlerimi kapıya odaklamıştım sözleriyle.

"O halde onu buraya getirmeliyiz değil mi?"

Sesli bir nefes verişle birlikte bir gülüş çıkmıştı dudaklarımdan.

"Uyu doktor. Yarın hareketli bir gün olacak."

"Kız ölüyor diyorum size. Açın şu lanet kapıyı."

Hellevator • HyunjinWhere stories live. Discover now