don't lose your smile

449 59 89
                                    

Yeni bölümmmmm 💕

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, umarım bundan rahatsız olmuyorsunuzdur ama geri dönüş alıp emeğimin karşılığını alabilmemin tek yolu bu.

Yazdıklarınızın yalnızca okunup geçmesi eminim yazsaydınız sizi de rahatsız ederdi. Bu bölüm, önceki veya sonraki bölümlerde benimle empati kurup ilerlemeniz emin olun beni çok mutlu eder 💕 şimdiden teşekkür ediyorum 💘

 Bu bölüm, önceki veya sonraki bölümlerde benimle empati kurup ilerlemeniz emin olun beni çok mutlu eder 💕 şimdiden teşekkür ediyorum 💘

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Fazla yoruyorsun kendini noona."

Son vurduğum darbeyle geri dönen kum torbasını tutup soluklanmıştım. Sesini uzun zaman sonra duymak güzeldi.

Karşıma geçmişti gülerek.

"Kötü adamları nakavt edersin sen her türlü. Ne bu çalışma azmi anlamıyorum. Şuna bak ter içinde kalmış."

Kum torbasını bırakıp uzattığı havluyu almıştım elinden.

"Nereden çıktın sen Yeonjun?"

Havluyla kurulanırken kanepeye ilerleyip oturmamla kanepenin ucuna oturmuştu.

"Sana güzel bir haberim var. Jisung hyung kırdı kodu."

Şaşkınlıkla ayağa kalkmıştım.

"Otur, burada konuşamayız hiçbir şeyi."

Tekrar kanepeye oturmuştum.

"Şimdilik kapatalım bu konuyu, akşam halledeceğim."

Başını aşağı yukarı sallamıştı.

"Tabii ben de zamanımı buna harcamayacaktım. Buraya ne zahmetlerle girdim bir bilsen."

Kıkırdamıştım.

"Ablamla zaman geçirmeyi özledim ben."

Dudaklarını büzmesiyle gülümsemiştim.

"Duş alıp geleceğim. Sonraki zamanım senin."

Mırıldanmıştı. Kalkmamla uzanmıştı kanepeye.

"Saat sabahın beşi, uyku girmedi gözüme."

Kıkırdayarak banyoya girmiştim.

Bir şeylere gerçekten ulaşıyor gibi hissediyordum. Beynim çok fazla düşünce ile kaplıydı ve her birinin doğruluğundan emin olmak zorundaydım.

Duş alıp çıktığımda yalnızca yirmi dakika geçmişti ve Yeonjun çoktan derin bir uykuya dalmıştı. Gülümseyerek üzerini örtmüş saçlarını alnından çekmiştim. Onu özlemediğimi söylemek yalan olurdu.

Bir kaç işim vardı, onları halledecektim. Geç bile kalmıştım çoğu şey için. Kanepeye bıraktığım ceketimi giyinip üst kata çıkmıştım.

Hellevator • HyunjinWhere stories live. Discover now