who was i

481 62 163
                                    

Yeni bölümmmm ✨

Yorum ve oylarınızı bekliyorummmm 💞

Oturma odasında bir o yana bir bu yana giderek Yeonjun'un gelmesini bekliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oturma odasında bir o yana bir bu yana giderek Yeonjun'un gelmesini bekliyordum. Hyunjin'den duyduklarımla endişe doluydum.

Onun oraya gitmesini engellemeliydim. Yalnız gitmesine izin vermemeliydim. Mihee ve Wooyoung onu getirmek için gitmişti.

Tek başına hiçbir şey bilmeden beklemek çok zordu. Aniden kapıdan duyduğum anahtar sesiyle koşarak kapıya ulaşmıştım.

Önden giren onu görmemle kollarımı sarmıştım hızlıca ona.

"İyi misin? Bir şey olmadı değil mi sana?"

Ondan ayrılıp yüzünü avcumun içine almıştım.

"Bir yerini incittin mi? İyi mi-?"

Cevap vermeden beni izlemesiyle durmuştum.

"Yeonjun..."

Yanağında yol alan göz yaşını görmemle gözlerim taşmıştı onun gibi.

"Tamam, tamam. Gel benimle."

Koluna girip odasına sokmuştum onu. Yorganını kaldırıp uzanmasını sağlamıştım. Üzerini örtüp alnına yapışan saçlarını ittirmiştim.

"İyi olacaksın, uyu biraz hmm?"

Elimi gözlerinin üzerinden gezdirip kapatmasını sağlamıştım gözlerini.

Elini tutup uyumasını beklemiştim. Şok geçirdiğini anlıyordum. Çok kez karşı karşıya kalmıştım bu durumla.

Çocukluğunun acı anlarının yaşandığı Kore'ye geri dönmek saklamaya çalıştığı duygularını ortaya döküyordu acımasızca. Onu anlayabiliyordum, yaşadıkları bir insan için fazlaydı.

O bizim gibi yetimhaneden evlat edinilmemişti. Kaçırılmıştı. Ailesinden koparılmıştı. Tek çocuktu, anne ve babasından kimsesi yoktu zamanında. Mutlu bir aile olduklarını söylemişti bana. Bir gün oynadığı oyunlarından koparılmıştı, oynadığı arabası ve topunun sokakta düşüp bir arabaya bindirildiğini söylemişti bana. Yalnızca 10 yaşındaydı kaçırıldığında.

Onu bulduktan sonra ailesi hakkında bilgi bulmak zordu, Kore'den Rusya'ya bilgi almaya çalışmıştım merkezle. Ulaşamamıştık hiçbir şeye. Sanki kaybolmuştu her şey.

Merkezin ayarladığı bir yetimhaneye yerleştirecekti ama istememişti, istememiştim. Onu bu hale getiren adamın cesedini yakmıştım bir daha ona ulaşamaması için. Asla benim yaşadığım kaderi yaşamasını istememiştim.

Changbin'e karşı hissettiklerim gibiydi her şey. Bu sefer Tanrı bana onu getirmiş ve kardeşim olduğunu söylemişti sanki. Onu kendimden ayırmamıştım hiçbir zaman.

Şimdi ise zamana ihtiyacı vardı.

Geçen sekiz sene hiçbir şeyi unutmak için yeterli değildi, belki de bir ömür bile.

Hellevator • HyunjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin