25

72.5K 1.4K 144
                                    

Saniyeler dakikaları kovalarken Sumru 'nun tüm neşesi yerle bir olmuştu. Kutay 'ın kolları arasında başka biriyle yanlarına gelmesi bütün moralini bozmuştu. Kendini uzaktan izlemekle yetinmeyip yanına hemen birini bulmuş olması sinirini gerçekten bozmuştu.

Meriç 'ten rahatsızlık duymuyordu aslında. Belindeki eli gayet de sınırlı bir şekilde duruyordu. Meriç zaten o tarz şeyler yapacak biri değildi. Onunla burada dans ettiğinden beri geçmişten konuşuyorlardı ve Meriç'in anlattığı bir anı onu güldürmemiş, kahkahalara boğmuştu.

Şimdi ise hüzün kapıdaydı. Meriç yine bir şeyler anlatıyordu ama Sumru dinleyebileceğini sanmıyordu.

Sumru buradan giderken de böyle kalbi kırılmış mı hissedecekti? Yüzünü buruşturdu.

" Ne oldu, canınısıktım? " Meriç 'ın sesiyle irkildi Sumru. Düşüncelerinde boğulmak pek de doğru değildi. Yanlarında onlara bakan bir adet Kutay varken çok rahat hissetmiyordu ama yine de kendini zorlayarak tebessüm etti. Meriç 'e bazı durumları yansıtmak istemiyordu.

" Yok canım, ne münasebet? " diye sordu kollarının ikisini de kaldırıp onun omuzlarına atarak.

Bu atağı beklemeyen Kutay kaşlarını çatarak ikiliyi izlemeye devam etti. Karşısındaki kız bir şeyler anlatıyordu, biliyordu. Çünkü ortada bir uğultu vardı. Ama onu dinlemeyi kesinlikle reddediyordu. Duymak istediği tek ses yan taraftaki Sumru 'nun sesiydi. Bu yüzden onlara olabildiğince yakın bir yerde dans ediyordu.

" Yüzün değişti. " dedi Meriç düşünceli bir sesle. " Bir anda ne geldi aklına? "

Sumru önce ne diyeceğini bilemese de bir yerden toplaması gerektiğini kendini hatırlattı. " Geçmişi özledim sanırım. " dedi dudaklarına kondurduğu sahteler sahtesi tebessümle. İyi ki yalandan ölünmüyordu.

ŞARAPNEL +18 Where stories live. Discover now