49

30.2K 858 171
                                    

Sumru karşısındaki kadını hiç tanımıyordu. Kutayla aileleri hakkında daha önce konuşmadıkları için herhangi bir bilgi sahibi değildi. Ama yolda görse ve kadına dikkatli baksa Kutay'ı andırdığını dile getirebilirdi. Sumru o an olayın boyutundan bağımsız Kutay'ın annesine mi yoksa babasına mi daha çok benzediğini düşündü. Annesi karşısındaydı ama onun birebir kopyası değildi. Acaba babası nasılsın biriydi?

" Burada ne işin var anne? " diyen sesi duyduğunda düşüncelerinden ayrılan Sumru Kutay'ın hala elini tutuyor olmasını yadırgadı. Gerçi artık arkadaş olmadıklarına göre ellerini tutması çok da farklı bir şey değildi.

Sevgililer el ele tutuşurlardı, öyle değil mi?

" Oğlumu aramaya geldim, buldum. " Annesi karşısında el ele duran ikiliyi yüzündeki ciddilikle izledikten sonra gözlerini kıstı. Sumru çekingen tavırla bakmaya devam ediyordu. Ya annesi bir şey derse diye düşünmekten kafayı yemek üzereydi. Ama ikisi de yetişkindi, kararlarına saygı duymak zorundaydılar.

" Kayıp değildim. " Kutay göz devirdi. Annesi her zaman kafasına ne gelirse onu yapan biriydi. Hiç çekinmez ağzına gelenleri de direkt söylerdi. Şu an içten içe o bir şey demesin diye dua ediyordu Kutay.

" Oğlum oğlum oğlum.. " dedi annesi üçlemeye başvurarak. " Sen onda kaybolmuşsun, haberin yok. " Göz kırptığında gülümsedi.

Gösterdiği kişi ise Sumru'dan başkası değildi.

Sumru Kutay'ın tuttuğu elinin terlediğini hissetti. Adını bile bilmediği kadın az önce kendini işaret etmişti. Bir şeyler de söylemişti ama iyi miydi, kötü müydü gerçekten algılayamıyordu Sumru.

" Polis bey, teşekkür ederim. " onlara arkasını dönen Kutay'ın annesi polisle konuşmaya devam ettiğinde Berk gülmemek için kendini sıkıyordu.

" Yandınız oğlum siz vallahi de billahi de yandınız. "

ŞARAPNEL +18 Where stories live. Discover now