82 -Kriz-

1K 50 242
                                    

Playlist:
Dedübliman - Bir İhtimal
Cem Adrian & Mark Eliyahu - Kül
Dedübliman - Belki
Yıldız Usmanova - Seni Severdim
________

Güneş tepede sıcaklığını hisettirirken, elimi yüzüme yelpaze yaparak İzmir'in nemli havasının boğuculuğunu ötelemeye çalıştım. Sıcağı çok sevmeme rağmen, tam öğlen saatine denk gelen bu plansız yolculuk, biraz da aceleye geldiğinden beni terletmişti.

Aslında bugün için düşüncem çiftliğe gidip, ilerletmeye başladığım binicilik adına bir kaç tur atmaktı. At binmek beni heyecanlandırmakla kalmıyor, bu duygusal hayvanın maneviyatı gerçekten ruhuma iyi geliyordu. Hafta sonları -ki bu genelde pazar oluyordu- Seyhun'la at üzerinde sahilde geziye çıkıyorduk. Şüphesiz binicilik konusunda ondan daha istekliydim, buna rağmen henüz haranın dışında sürmeye cesaret edememiştim. Ada, ikimizi de taşıyabilecek kadar heybetli bir attı. Seyhun, atı toprak arazide koşturabilecek kadar hakimken, arkasında beline sıkıca sarılıp yüzüme vuran rüzgarı hissetmekle yetiniyordum. Motor kadar konforlu olmayan ama daha güvenli bir koşu.

Sağ cebimdeki telefon tekrar çaldığında karşıdan karşıya geçmek üzereydim. Bir anlık tereddütün ardından yaya hakkımı kullanmaya öncelik vererek, bilindik melodinin birkaç saniye daha devam etmesini dinledim. Güvenle karşıya geçtikten sonra keten pantolonun cebinden çıkardığım telefonu kulağıma götürdüm. Arama kapanmadan açma tuşuna basabilmiştim.

"Evet, yakınlardayım. - Geldim sayılır"

Nurlana'nın ısrarlı telefonu sebebiyle bir saat kadar önce yola çıkmıştım. Pastanede beni görmek isteyen bir müşteri olduğundan -iddiasına göre tanıdığım biriydi- ve benimle görüşmeden gitmeyeceğinden bahsettiği için biraz merak biraz da sorumluluk hissetmiştim.

Ada'yı şehre bağlayan köprü yolu bulunması hayat kurtarıcıydı. Aksi takdirde Seyhun her sabah iş için tekneye binmek zorunda kalacağı gibi, ben tüm insanlardan izole bir hayat yaşamak zorunda olurdum. Robinson Crouiso gibi diye geçirdim içimden. Herkesten uzak ada hayatı belki kısa bir yaz tatili için uygun olabilirdi ama daimi yaşamak için doğru tercih olmadığını yaşayarak görmüştüm. Yine hayatla uyuşmayan hayallerimden biriydi. Neyse ki, bu hayali en olası şekilde gerçekleştiren bir sevgilim vardı. Onu düşünmek göğüs kafesimin aşkıyla dolup taşmasına sebep oluyordu. Biz olabilmek için haşin bir çaba sarf etmiştim, o ise en narin hamlelerle ilmek ilmek dokumuştu sevdasını kalbime.

Daha önce defalarca adımladığım sokağa girerken içimden aşk şarkıları söylemek geliyordu. Caddenin iki yanına sıralanmış dükkanlar, her öğlen arasında olduğu gibi sokağı dolduran arabalar ve onların sesini bastırmak istercesine öten kuşların cıvıltısı. Köşe başındaki çiçekçi, kapısının dört bir yanına yerleştirdiği boy boy karanfiller, güller, begonyalar, lale ve papatyalarla bu yüksek binaların çevrelediği sokağa renk veriyordu. Daha ileride kalan taksi durağının canlı sarısı burdan bile seçiliyordu. Sanki üstünden yıllar geçmiş gibi her karışını gözlerimle hafızamda tazelemeye çalıştığım sokak, manavından koaförüne, duvar diplerinden kaldırıma sarkan kırmızı alıç dallarına ve artık hemen her sokakta bulunan mavi amblemli marketine kadar aynı duruyordu. Adımlarımı heyecanla hızlandırdım ve çanta dükkanının yanındaki pastanenin önünde durarak cam kapıyı ittirdim. İçeri girmemle burnuma dolan huzur verici kokuyu derince soludum; dışarının yüzü yalayan boğuk sıcaklığının aksine, daha havadar ve tatlı vanilya kokusunun hafif bir tarçın ve fırından yeni çıkan poğaçayla harmanlandığı enfes kokuyu. Gözlerimi kapatıp, kokunun zihnimin her bir zerresine işlemesine izin verdim. Burda olmayı seviyordum, ev gibi hissettiriyordu; güvenli ve ait.

Gözlerimi henüz açmıştım ki, onu nerede bulacağımı düşünmeme gerek kalmadan Nurlana karşımdaydı. Rengini değiştirmediği küllü sarı saçlarını tel tokayla iki yanından geriye doğru tutturmuş, açıkta kalan alnı beyaz teninde daha da belirgin hale gelmişti. Artık alıştığım gotik makyajı nadiren yüzünde görüyordum. Eskisine nazaran daha hafif tuttuğu bu makyajı onun doğal güzelliğini ortaya çıkarıyordu. Yuvarlak yüzü, dolgun dudakları ve kendilinden kızaran yanakları ile, net karakterinin aksine sevimli bir siması vardı.

MAATTEESSÜFWhere stories live. Discover now