75/2 -Ötesiz-

731 73 25
                                    

Bu bölümden sonra yorumlara geri döneceğim. İyi okumalar 😘

...

Playlist:

Farid Farjad - Sangeh Khara
Beethoven - Silence
Ekin Uzunlar - Hüznün Gemileri
Emre Aydın - Çocuğum Belki
Sıla -Dertler Derya Olmuş Yıkılmışım Ben

Toygar Işıklı - Ben Hayatın Mağlubuyum (Seyhun sahnesinde dinleyin)
Billie Eilish & Khalid - Lovely

__________

-DERYA-

Kaç saattir bu koltukta oturduğumu bilmiyordum. Taylan'ın küfür gibi son sözünden sonra yürüyecek gücü kendimde bulamamış, bedenimi en yakındaki oturağa bırakmıştım. Gözlerim, etrafıma sinek gibi üşüşen serserilerle muhatap olmamak için masaya bıraktığım sarı peruktaydı. Güzellik ne kadar da kavramsaldı; saçlarımın yarısı kadar bile güzelliğe sahip olmayan bu peruk bile beni bir nebze çekici gösterebiliyordu. Saçsız halimle ise, kadın olduğuma bile ihtimal veren pek yoktu. Ama aynada görmeye alıştığım solgun sureti umursamıyordum şu an; aklım başka yerdeydi.

Seyhun'un perişan hali gözlerimin önünden gitmiyordu. Öylesine tükenmiş görünüyordu ki; üzgün değil sadece, terk edilmiş değil; yıkılmış, pes etmiş. Kaç kere kırılırdı bir insan aynı yerden? Kaç darbe yerdi aile dediği yardan?

Öfkeyle sarf ettiği sözleri umursamamıştım, haksız da sayılmazdı. Ama o çaresizliği... Yıllar önce ağlamaklı gözlerle kapıma gelen delikanlıyı gördüm gözlerinde... Aynı yetimliği. O zamanlar daha kolaydı yanında olmak, kalplerimiz birbirine açıkken, birbirinden başkasını tanımamışken. Şimdi ikimizin duyguları da farklıydı, yaralarımızı saramayacak kadar da uzaktık. Egemen yanılıyordu; Seyhun'a ne kadar üzülsem de iyi olmasını temenni edişim tamamen dostaneydi. O, ailemin bile istemediği zamanda sarmıştı beni, sevebilmişti. Kimseye kendimi ifade edemeyip hırçınlaştığım tüm anlarda bunların bir sitem olduğunu ben anlatmadan görebilen tek kişiydi. Birbirimizden çok şey öğrenmiştik, çok şey katmıştık. Hayatımda her zaman özel bir yeri olacaktı.

"Aptalın tekisin"

Koltuğun kenarına oturduğunda Egemen'e bakmadım. İçecek başka bar yok muydu? Hala burada olduğumu görmesi sinir bozucuydu.

"Soran olmadı"

"Sorsaydın gitme derdim, senin o adamla bir alakan kalmamıştı" hırsla ona döndüğümde konuşma fırsatı vermedi. "Arkadaş ayağına falan yatma bana."

"Biz ihtiyaç duyduğumuz her an birbirimizin yanındaydık, birbirimize destek olduk!" Sitemle çıkıştım.

"Onu terk etmek zorunda hissettiğinde yanında değildi, anne olamadığında ağladığın gecelerde de yalnızdın. Kendinle savaştığından, onun için vicdan azabı çektiğinden haberi bile yoktu. Yara sarmak dediğiniz şey kendini kandırmak sadece. Herkes kendi kalkar ayağa Derya, herkes kendi yarasını sarar, kendi gücü kadar direnir yaşadıklarına. Ya daha sıkı sarılır hayata ya da acizliğe teslim olur. O yok diye ölmedin, sen gittin diye hayatı sona ermedi. Biten tek şey ilişkinizdi." Sesi giderek yükseldi, öfkesi sesine yansıyordu. "Şunu kaz kafanıza bi türlü sokamadınız! Ne bokuna yaradı gitmen eski defterleri deşmekten başka?!"

"Bana bağırma!"

Sinirle çıkıştım. Farkında olmadan ayağa kalkmıştım. Onu susturacak tek gerekçem buydu. Haklı olması şu an hazmedemeyeceğim bir şeydi.

"Kansersin lan! Kanser hastasısın sen!" Egemen de hışımla kalktığında kahverengi gözleri ateş saçıyordu. Titreyen sesiyle kendini durdurup eliyle alnını ovuşturdu.

MAATTEESSÜFWhere stories live. Discover now