79 -Sümbül-

2.7K 147 403
                                    

Selam Canlar. Yine geciktik haklısınız. On günlük gecikmenin telafisi olarak bölüm 30 sayfa, müziklerle dinlemenizi tavsiye ederim. İyi okumalar ❤

Playlist:

Lana Del Rey - Born to Die
Sweet - Cigarettes After Sex
Falling in Love - Cigarettes After Sex
Kenan Doğulu - En Kıymetlim
Tuğkan - Sümbül

______________

Hayat, tüm çabalarınıza rağmen akmak istediği yöne akıyordu. Sizi hırpalıyor, esip savuruyor, hakikate ulaştığınıza kanaat ettiğinizde yeni bir gerçekliğin içine sürüklüyordu. Matruşka misali mana içinde manalar var ediyordu aklın sonsuz kıvrımlarında. Asla'larınıza gözünü dikiyor, sıkı sıkıya sarıldığınız ne varsa yerle yeksan ediyor ve hiç bir şeyin vazgeçilmez olmadığını öğretiyordu. Tam, tecrübeyle sabitlediğiniz yolun dönülmezliğini kabullenmişken, vazgeçtiğiniz şeyi getirip koyuyordu karşınıza.

Karşımda yatan adama baktım. Kapalı kirpikleri, sükûnetle uykuya teslim olmuş gözlerine ipek bir çarşaf misali örtülmüş, aldığı düzenli nefesler ciğerlerine dolarken göğsünü hafifçe kabartıp, indirirken de dudaklarından usulca azad oluyordu. Bunca zaman kaçtığım yere dönmüştüm yine. Öncekilerden daha uzun bir küskünlük gibi görünüyordu şu an burda oluşum. Uzak kaldığım, unutmak için çabaladığım adamın yanıbaşımda oluşu. Yine tek bir dokunuşuyla haram kılmıştı onsuzluğu bana, bir gülüşüyle silmişti ayların hüznünü.

Güçsüz bir kadındım aşkın karşısında. Bazen gurursuz, bazen cesaretsizdim. Ona karşı tüm kalkanlarım inikti, ellerim hep havada elalarına teslim. Onunla girdiğim hiç bir savaştan galip çıkmamıştım, çıkamıyordum.

Güçlüydüm aynı zamanda. Yaşananlara rağmen burda olabildiğim için, aşkı bir kelimeden öteye taşıyıp, cefasını sırtlandığım için. Affettiğim her şeyin büyüklüğü üzerimdeydi. Güçlüydüm, yaşadıklarıma rağmen gülümseyebiliyordum, hayatta kötü çok şey olduğunu biliyor, iyileri kendim var etmek için çabalıyordum. Kaybettiğimiz onca şeyden sonra şimdi daha değerliydi biz olabilmek.

Yüzü hayran bakışlarıma muhatap kalırken dokunmadım, öpmedim. Tüm endişelerden muaf tutulduğu şu anda, onu tatlı uykusundan uyandırmak istediğim son şeydi. Uzun zamandır böyle huzurla uyumadığını biliyordum. Onu tanıyordum, en az benim kadar perişan olmuştu yokluğumda. Çaresizce odalarda yankı bulan ismimi, 'Neden?'lerin muhatabı olan yumruklarını, korkaklığımın, kaçışımın duvarlardan sorulan hesabını... Tahmin etmekle birlikte düşünmek istemiyordum.

Ruhuma ağır gelen azap göz kapaklarımı aşağıya çekerken, kendimle yarıştım. Verdiğim nefese eşlik eden bakışlarımı Seyhun'dan çekip boş odaya yönlendirdim. Karşımda mesajlarımızın yer aldığı duvar beyazlara gizlemişti tüm resmi. Sol tarafıma denk düşen duvarı kaplayan pencerenin ardındaysa yine cam tırabzanlarla çevrili balkonun varlığı ilişti gözlerime. Camdan görünen manzara huzuru bakışlarıma taşıdı. Boş arazinin bittiği noktada kumsal denizle buluşuyor, durgun sular sabahı karşılıyordu. Yeni bir günün tazeliğiyle, güneş bıkmadan usanmadan doğuyordu üstümüze. Tüm karanlıklara inat, yaşananları aydınlığa boğmakta iyi kötü kimseyi ayırt etmiyordu. Işığı yetmez gibi ısısını da esirgemiyordu bizden.

Bakışlarım ondan uzak kaldığı saniyeleri kâfi sayarak Seyhun'u buldu. Yan yattığı için saçındaki tutamlar alnına dökülüyordu. Onları alnından alıp geriye yatırma isteğime karşın hareketsiz kaldım. Onu tanımama sebep olan basit hakaret cümlesi zihnimde tekerrür ederken, bir mesajla sarmak dolaş olabildiğimiz günler beynimin film kadrajına girdi. Bir zamanlar hayallerimi süsleyen, hayaliyle yatıp kalktığım adam, gün gelmiş dokunmaya çekindiğim ten olmuştu. Her uzandığımda uzaklaşmıştı benden. Ateş olmuş, yakmıştı ikimizi de harında. Umudumu kaybettiğim anda ise tüm içtenliğiyle sarıp sarmalamıştı beni. Hayalleri inkâr edercesine, yaşadıklarımızı yok sayarcasına kalbini teslim etmişti ellerime. Defalarca dokunduğum yüzüne baktım, sayısız buselerime karşılık olan dudaklarına. Başta hayal, sonra haram, sonra sonum olan, sonsuzum olan...

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin