9 -Duyarlı ol-

11.8K 898 486
                                    

Multimedya:

Playlist: Leyla the Band - Yokluğunda

____________________

"Dün gece için özür dilerim. Kızmakta haklısın. Gerçekten pişmandı ve yaşadığımız güzel günler hatırına tekrar denemek istedim. Sanırım onu seviyorum ve senin Derya'dan vazgeçemediğin gibi ben de ona ikinci şansı verdim"

Eve döndüğümde Seyhun'a sinirliydim. Üstelik beni kışkırttığı için kalbini kırmıştım. Tüm gece uyuyamamış, biraz sakin kafayla düşündükten sonra bu mesajı atmıştım. Cevap beklerken yorgunluktan uyuyakalmıştım.

"Kızım kalksana" Anneme cevap vermedim. Gözlerimi kapatalı çok olmamıştı, nasıl uyanmamı beklerdi?

"Hadi Nisa. Kursa geciktin"

"Anne bugün tatil. Boşuna yorma kendini" Ablama ne kadar teşekkür etsem az. Onun tatil sözü üzerine annem başımda dikilmeyi bırakmıştı. Gördüğümden değil, gözlerimi hiç açmamıştım ama yüzüme gölge yapan karartı çekildiğinde gittiğini anlamak zor değildi. Bu sefer güneş annemle yarışır gibiydi, aldırış etmeden başımı pikeye sakladım, acayip uykum vardı.

Birkaç saat sonra kalktığımda yine geceden kalma gibiydim. Sanki bunun nasıl birşey olduğunu biliyormuş gibi! Seyhun'un bildiğini düşünürken telefonu elime aldım. Benim mesajımdan bir saat sonra mesaj atmıştı. O saatte uyanık olmazdı genelde, o da mı uyumamıştı acaba?

"Nisa, kızdım çünkü o seni haketmiyor. Kimbilir neler var aklında, temiz duygularının tekrar incinmesini istemiyorum. O kadar saf ve kırılgansın ki, senden hoşlanıyorum. Sen zeki bir kızsın, ne demek istediğimi anlamışsındır"

Elimdeki telefona bakıyordum. Defalarca okumuştum ama anlamamıştım. 'Senden hoşlanıyorum' Neyi kast etmişti? Sandığı kadar zeki değilim demek ki. Resmen lafı saatli bomba gibi ortaya atıp pimini benim elime tutuşturmuştu.

Ne cevap yazacağımı bulamayınca telefonu komodine bırakıp bilgisayarın başına oturdum. Öncelikle dünkü şu olay olan atasözünü merak ediyordum.

"Erken kalkan yol alır" google'a bu şekilde yazdığımda ilk çıkan sonuca tıkladım. Evet, sözün devamı vardı ve evlilikle ilgiliydi ama fiil kısmını içeren kelime, başımı masaya vurmama yetecek bir sebepti. Herkesin içinde bunu ima ettiğime inanamıyordum!

'Bir daha emin olmadan konuşma' diye uyardı beni mantıklı yanımda yer alan Sema. Her zaman salaklıklarıma gülen çocuk bile yüzünü gizlemişti. Annem kızmakta haklıydı.

Kendimi ayıplamaya ara verdiğimde Facebook'a girdim. Ana sayfada gezinirken gördüklerim kanımı dondurmaya yetti.

Ölü çocuklar.. FİLİSTİN katliamı, SURIYE istilası, ARAKAN, MISIR, SOMALİ.. Yeri fark etmez. Vahşet, kan ve daha fazla masum beden üst üste, paramparça ..Gözlerim doldu. 21.yüzyılda dünya bu kadar gelişmişken insanlık ölüyor. Hala Kabil'in ilkel cinayeti devam ediyor, birileri öldürülüyor, birileri öldürüyor geri kalansa sadece oturup izliyor.

Allah'ım bu vahşet ne zaman bitecek? Neden ota boka ayaklanan millet bu katliama göz yumuyor? Neden herkes hala moda derdinde? Soframda kuş sütü yok diye mızıldananlar var hala.. Vazo kırıldı diye çocuğunu dövenler, anlamsız sebepten küsüp hayatı birbirlerine zindan edenler.. Hayat serseri bir kurşun kadar kısa ve basit herşey.

Ne olurdu sadece insan gibi yaşamayı bilebilseydik. Sevmeyi, anlaşmayı, başkasının hakkına saygı duymayı, hoşgörüyü, tevazuyu, tevekkülü bilseydik ne olurdu? Herkes önündeki dilimi yeseydi, kendilerine medeniyet diyen canavarlar tüm pastadan hak talep etmeseydi ne olurdu? Veya Peygamberin müslümanlar kardeştir! dediği kardeşler birlik olup bu canavara dirsek gösterseydi. Sadece biraz vicdan, biraz yürek, biraz insan olsaydık.. Ölmeseydi masum kalpler.. Üstelik böyle canice, işkenceyle, böyle insanlık dışı!

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin