38 -Karaoke-

12K 1K 1.2K
                                    

"İzin ver, ben de seni iyileştireyim Seyhun"
______

♥BİZ DE SİZİ ÖZLEDİK♥

Kurgu hakkında başlarını ağrıttığım eşssiz kişilere minnertarım, onlar kendilerini biliyorlar.

____
Playlist:
Bora Duran - Müebbet
Göksel -Aşkın Yalanmış
Bora Duran - İnsan
Yusuf Güney - Melekler Seni Bana Yaz
Bora Duran - Sen de Gidersen
Pinhani - Yalandan da olsa
Soner Arıca -Deniz Gözlüm

__________

Asma tavanla buluşan göz bebeklerim, huzurlu bir uykunun tebessümünü dudak kıvrımıma ithaf etti. Başımı çevirdiğimde yanımda olmasını dilediğim adam yoktu ama onunla aynı evde olmak bile mutluluk veriyordu. Ben kaç sabah gözlerimi onun hayaliyle açmışken, şimdi o hayallere bir kaç adım uzaklıktaydım.

Pikeyi üstümden sıyırarak yataktan kalktım. Salona geçtiğimde kanepenin üstünde toplanmış battaniye ile iç çektim. Artık burda yatmamalıydı, belini incitecekti. Acaba yine ekmeğe mi gitmişti? İki gündür evde yoktuk sonuçta.

Dakikalar sonra, gelmediğinde telefonu alarak alışkanlıkla 'L' harfine tıkladım. Neden sonra onu 'Suratsız Soyka' olarak kaydettiğimi hatırlayarak muzip bir gülüşle aramaya bastım.

"Alo, seni merak ettim, neredesin?" Verdiği cevap normal olsa da beni şaşırtmıştı. "İşte mi? Ne zaman döneceksin?... Ta-tamam"

Telefonu kapattığımda dudak büzdüm. Tuhaftı, Seyhun çalışmaya gitmişti ve ben burada, onun evinde onu bekleyecektim. Karnımdaki gurultu ile dolapta yiyecek bir şeyler bakındım ve ekmek olmadığı için paketteki son mısır gevreğine talim ettim.

Tüm gün bu evde ne yapacaktım? Sıkıntıyla telefonu alıp annemi aradım. Sesini duymak bile hasretimi kirpik uçlarıma taşıyordu, ailemden hiç bu kadar ayrı kalmamıştım. "Ne zaman geleceksiniz?" Dedim hevesle. Ablamın nişan hazırlıklarını konuşmuşlar, nişan-düğün bir yapacaklardı. Onlar gelmeden biz gidecektik anlaşılan. Ablamla konuştuğumda onunla bir kez daha "emin misin?" muhabbetine girmiştik. En son ona iki yüzlü olduğunu söylediğimde annem bebeğini kaybetmişti.. Zihnime doluşan anılar nefesime bedeldi. Bir damla yaş, göz pınarımdan çeneme süzüldü. "Sen iyi ol, mutlu ol ablam. Başka şey istemiyorum"

"Sen de iyi ol Nisa'm. Nasıl geçiyor günlerin? Seyhun sana karşı iyi mi?" Dudaklarımı araladığımda, cevaplarım öyle çok, öyle karışıktı ki. Beni o kadar üzmüş, vurup kırmıştı. Son günlerde ise daha iyiydik sanki, belki de ben öyle görmek istiyordum. Seyhun'un da kafası karışıktı buna emindim.

"Zamana bıraktık, iyiyiz" demekle yetindim. Konuştuktan sonra kapatmak istemiyordum. "Canım sıkılıyor evde"

"Temizlik yap, yemek yap. Yeni Alışıyorsun sen anca halledersin" Annemin arkadan seslendiği sözleri ablam bana iletti.

"Temizlik mi?"

"Süpürge aç, toz al işte. Çamaşırlarınız varsa onları yıka" Annemin sözleri bende şaşkın bir aydınlanmaya sebep oldu.

İlk gün hariç, geldiğimden beri hiç iş yapmadığımı fark ettim. Birkaç kez Seyhun yemek yapmıştı, birkaç kez dışarıdan sipariş etmiştik. Temizliği ve geri kalanı ise Gülsüm abla halletmişti. Yirmili yaşların sonunda sevimli biriydi.

Temizlik.. Düşüncesi bile neden bu kadar sıkıcıydı ki? Önce elektrikli süpürgeyi aradım, ilk zamanlar tuvalet sandığım kiler odasından aldığım süpürgeyi fişe taktığımda hayran kaldım. Sessiz çalışan bir elektirik süprügesi hep hayalimdeki gibi.

MAATTEESSÜFWhere stories live. Discover now