78 -Beyaz-

1.9K 168 299
                                    

Bir hafta gecikmeyle burdayız. Hafta içinde bir bölüm daha gelecek.

____________

"Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın"

Playlist:

Zafer Güler - Ah Sen Bilmedin
Mark Eliyahu - Through Me
Mark Eliyahu - Do You Remember
Gripin - Nasılım Biliyor musun?
Cem Adrian - Ben seni çok sevdim
Michele Morrone - Hard For Me

..........

~ Onsuzluğa alışmam aylarımı almışken tek bir sarılışı yetmişti hasretini silmeye. Unuttuğum kokusu yapıştı zerrelerime. Sıkıca sarıldım beline tekrar kayıp gitmesin diye. Bedenim bedeniyle bütünleşti. Huzur tüm hücrelerime dalga dalga yayılırken tuhaf bir sızı bırakıyordu. Hiç bitmesin istedim bu an, karıncalanan ayaklarıma inat ayrılmak istemedim tüm endişelerimi susturan kollarından. Omzumdaki tüm yükleri bırakmak istedim kollarına, tuz buz olsun her biri...

Bu bambaşka bir histi. Hani kaybettiğine o kadar emin olduğun bir şeyi karşında görünce inanamazdın gerçekliğine. İşte öyleydi. Hayaline bile umudum kalmamışken burda, kolları arasında olmak o kadar çılgın, o kadar akıl almazdı. Ne ilkiydi onu iliklerimde hissedişimin ne de sonuncusu sarıldığım kollarının. Ama inanılmaz bir duygu gümbürdüyordu yüreğimin ta içinde.

Her şeyi başa sarmak istemiyordum. Yeni baştan başlamak istiyordum. Onu burda, ada'mda gördüğüm ilk an olsun istiyordum, onu sevebileceğim son noktada ilk sarılışımmış gibi hissediyordum. Öncesiz, mazisiz Seyhun ve Nisa olmak istiyordum. En güzeli de haykırışlarım okyanusda yankı bulurken gözyaşlarımı gömdüğüm adamın beni anladığını bilmekti. ~

Nihayet azalan iç çekişlerimle nefeslerimi düzene sokup kendimi toparlamaya çalıştım. Eğilip boynuma kondurduğu buseyle dudaklarım yanağına değdi.

"Neden gelmedin?" diye sitem ettim elimde olmayarak. Ne çoktu yaşadığım onsuzluk, ne dayanılmazdı.

"Gelme dedin" Kokumu içine çekti. Ben kahroldum.

"Her gün bekledim" yanağından öptüm, gözünden, alnından... Giderken öpmediklerim hatrına, hasret kaldığım aylar yerine.

"Sen de dönmedin" dudakları boynuma değdi, omzuma, köprücük kemiğime.

"Ben çok kötüydüm Seyhun, çok muhtaçtım sana" Onu saran kollarım sırtında dolaşırken yakınlığına doyamıyordum. Vuslatın verdiği şevkle, sözlerimizin tezatlığı, cümlelerimizi cevapsız bırakıyordu. İkimiz de içimdeki sitemi dile döküyor ikimiz de hasreti söndürmek adına hamleler yapıyorduk.

"Ne halde olduğumu tahmin bile edemezsin"

"Gelecek cesaretim yoktu" Özür dilerce daha sıkı sararken yanağım yanağına değiyordu. Kenetlenmiş bedenlerimiz birbirinden kopamazken birbirimizi nasıl sevip saracağımızı şaşırmıştık.

"Boşanma davası açtın" Burnunu yanağıma sürttüğünden nefesi kulağımı gıdıkladı.

"Kendimi suçladım"

Aramıza giren küçük mesafede bakışlarındaki ifadesizlik can alıcıydı. Sakin miydi, heyecanlı mı, kırgın veya sinirli? Kestiremedim. Buna rağmen şu an sadece karşımda oluşu bile hata yaptığımı yüzüme vuruyordu. İçimdeki muazzam fırtınadan bihaber durgun bakışları saçlarıma kaydı, çirkin görüntümün aksine tebessümü manidar şekilde arttı. Kısa saçlarımda dolaşan elini tutup avuç içini öptüm.

MAATTEESSÜFWhere stories live. Discover now