🕊10. bölüm🕊

16K 876 766
                                    

Merhaba canlar😌

Nasılsınız?

Vote ve yorum yapmayı unutmayın:)

Keyifli okumalar🥰

Sınır; 320 vote 660 yorum

🕊🕊🕊

Ferman ve diğerlerin işe gitmesiyle ev temizliğine girişmiştik annemle ve Rojda'yla beraber. Düğün üç gün sonraydı ve gelen giden çok olacaktı haliyle. Anneme ne kadar "ev temiz zaten" demişsek dinletirememiştik kendimizi. Zelal xanım kendi bildiğini okumuş, kendi kararların üzerine karar alınmasyacağını ikimize terlik fırlatarak bir güzel belirtmişti. Bize de susup, yapmak düşmüştü. E cesaret isterdi Zelal Miroğlu'na karşı çıkmak!

Fatih abimin odasını bitirir bitirmez, üst kattaki Ferman'ın odasına girdim yorgunlukla. Konak çok büyük olduğu için temizliği de zahmetleydi haliyle... Ne kadar Rojda ile eve hizmetli alınması gerektiğini söylesek de annem inatla red etmiş hatta Ferzan abim "siz varken, hizmetliye ne gerek var siz yetersiniz." Diyip dalga geçmişti bir güzel.

"Yemin ediyorum evlenir, evlenmez kendimi hanımağa ilan edip eve hizmetli alacağım yoksa benim çilekeş hayatım bitmez!"

Kendi kendimi isyan ederken, elimde ki su dolu kovayı da yere bıraktım. Oda fazlasıyla dağınıktı! Sinirle ayağımı yere vurdum.

"Evlenir, evlenmez de bu odayı artık Ferman'a temizletireceğim!" Dedim yeni bir karar daha verip, kendimi bir nebze de olsa avutarak.

Dağınık yatağa bakıp, sesiz bir küfür daha savurdum. Adam yatakta yatmamış resmen yatakla savaşmıştı!

Hayvan herif!

"Tabi ağamiz kendi temizlemiyor! Ben olsam bende istediğim gibi kirletirim."

Yatağın üzerinde ki nevrisimleri hızlı bir şekilde çıkarıp yenilerini serdim. Kendi işime dalmış bir şekilde yorganın kenarını düzeltirken, açılıp kapanan kapının sesini dahi duymamıştım.

Bir anda bir eli belimde hissettim ben daha ne olduğunu çözemeden o kocaman el sert bir şekilde beni iterek yatağa yüz üstü düşmemi sağladı. Dudaklarımın arasında korkuyla tiz bir çığlık çıkarken, göz bebeklerim yaşadığım şaşkınlıktan dolayı yerinden fırlayacak gibi oldu.

Yüzüm yatağa gömülmüştü resmen!

Arkamdan gelen kalın ve gür kahkaha sesiyle bunun Ferman olduğunu anladım. Korkum yerini sinire bırakırken, hızla sırt üst doğruldum ve yarı oturur pozisyona geldim.

"Ferman taşa toprağa gelmeyesin aklımı kaçırdın!" Dedim sinirle kaşlarımı çatıp, öfkeyle bağırdım burnumdan sesli nefes alıp vererek.

Kalbim hala yaşadığı korkuyu tam anlamıyla atamadığı için hızla inip kalkıyordu.

Pişkin pişkin sırıtıp, ellerini kumaş lacivert pantolonun cebine koydu "Yaparım öyle şeyler Jiyan xatun! Aklını da kaçırırım kalbini de!" Sol gözünü kırparak, çapkın bir edayla tüm vücudumu baştan aşağı süzüp, beni benim silahımla vurdu.

Yorganı ellerimin arasına alarak sıktım bu adam arsızlıkta zirveydi, zirve! Elli yıl geçse de tahtını kimseye kaptırmazdı!

"Sen mi benim kalbimi çalacaksın Ferman?" Alay edercesine kafamı iki yana sallayarak güldüm. "Sende o yiğitlik var mı?"

Tehlikeli bir ses tonuyla;
"Göstereyim istersen?"dedi.

Sağ elimi kaldırıp, çenemi tutum düşünür gibi yaparak. "Göstereyim derken yine bir yerlerinden olma Ferman ağam!" Ses tonum ciddiyetlikten daha çok alay doluydu. Son kelimemi söylerken kahverengi harelerimi de kasıklarına indirerek dün gece kendisine tekme atmamı kısaca hatırlatım kendisine.

Mübrem Where stories live. Discover now