🕊21. Bölüm 🕊

16.3K 824 518
                                    

Hello ben geldim:)

Bölüm biraz geç geldi farkındayım ama gerçekten özel hayatım da sorunlar bitmiyor hal böyle olunca da bir kelime yazacak gücü bulamıyorum:)

Vote ve yorum yapmayı unutmayın 🐣

Keyifli okumalar 🦋

Sınır; 520 vote 1400 yorum

🕊🕊🕊

Yüzümü avuçları arasına alarak, yüzüne bakmamı sağladı. Hırçın ve üzgün halimin aksine sakin ve mutluydu yeşil hareleri. Bu haline sinirlenip, geri çekilmek için hamle yaptım ama izin vermedi.

"Kızımız yaşıyor Jiyan inan bana güzelim!"

Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım hızla itiraz ederek. "Ben, sana ne zaman güvendiysem sen o zaman kalktın beni sırtımdan bıçakladın Ferman o yüzden birini çağır ya da beni götür kızım yaşıyorsa!" Sonlara doğru sesim titremiş ve kısılmıştı. Canım çok ama çok acıyordu. Kızımı kaybetme düşüncesi bile beni paramparça ediyor, nefesimin kesilmesine yetiyordu. Sanki birileri kalbimi eline almış var gücüyle sıkıyordu. Göğüs kafesim sıkışıyordu. Ben hayatımda böyle acı görmemiştim. Fermanin aldatması bile bu acının yanında çok hafif kalıyordu.

Az önce parlayan yeşil harelerini hayal kırıklığı ve hüzün sardı. Ellerini yavaşça yüzümde çekerek uzaklaştı. Önce yadırgasam da buna alışmam gerektiğini aklımın bir köşesine yazdım. Zira bundan sonra benim için sadece çocuklarım vardı!

Boğazını temizleyerek
"Ben... Ben, sana kızımızın resimlerini göstereyim." Dedi siyah kumaş pantolonun cebinden iPhone'nin son serisi olan telefonunu çıkardı. Ben merakla ne yaptığına bakarken o galeriye girip bir resme tıkladı. Sessizce telefonun ekranını bana çevirdi.

Elinde ki telefonu almak istedim ama iki kolum da en küçük hareketim de öyle acı verdiki dişlerimi birbirine bastırarak inledim. "Telefonu yaklaştır!" Dedim rica etmekten daha çok kendisine emir vererek. Uysalca dediğimi yaparak biraz daha telefonu bana yaklaştırdı.

Küvezin için de Ferman'ın eli kadar çirkin mi çirkin bir kız çocuğu vardı.

Benim kızım...

Kadersiz Jiyan'ın, kadersiz kızı...

Şuan hem mutlulukla hemde hüzünle ağlıyordum.

Kızım yaşıyordu mutluydum!

Kızım çok erken doğmuştu hüzünlüydüm.

Yine de çok şükür kızım nefes alıp veriyordu ya bu bana yeterdi.

Çirkin mirkindi ama benim kızımdı işte.

"Çok çirkin!" Dedim içimde geçenleri gülerek dile getirerek.

O da gülerek başını başını olumlu anlamda salladı. "Biraz çirkin ama teni açılınca çok güzel olur benim kızım."

Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. Yeni yeni doğan kızına toz da kondurmuyordu Ferman Miroğlu!

"Bilemeyeceğim valla sanki değişmeyecek gibi." Dedim ses tonumu ciddi tutmaya çalışarak. Biraz damarına basmaktan zarar gelmezdi ya!

"Ne demek "bilemeyeceğim"?" Diye sordu benim kullandığım kelimeyi dişlerinin birbirine bastırarak vurguladı.

Mübrem Where stories live. Discover now