🕊22. Bölüm🕊

15.3K 870 592
                                    

Merhaba canlar🥰

Nasılsıniz?

Vote ve yorum yapmayı unutmayın 💓

Keyifli okumalar 💫

Sınır; 1500 yorum 560 vote

🕊🕊🕊🕊

Avlu ki sedir de tek başıma oturmuş kara kara başıma gelenleri düşünüyordum. Ne çok öyle acı çekmiş ne çok göz yaşı dökmüştüm zamanında hala da çekiyordum...

Bahtım karaydı bahtım.

Bahtım kara olmasaydı bende sevilirdim herkes gibi...

Evliliğim vasiyet üzerine değil de sevgiyle gerçekleşirdi. Herkes gibi kocamın benı ne kadar çok sevdiğini ve ne kadar çok değer verdiğini anlatırdım dostlarıma ahbaplarıma ama benim Rojda hariç bir arkadaşım bile olmamıştı ki...

Her şey gibi ondan da eksik ve mahrum bırakılmıştım. Ne zaman bir arkadaş edinmek istemiştiysem babam, beni karşısına alır Rojda hariç kimseyle konuşmamam gerektiğini söylerdi tatlı bir dile o zamanlar nedeni anlamazdım ama sözündende çıkmazdım. Babamdı sonuçta kötülüğümü istemezdi diye düşünürdüm ama sonradan öğrenmiştim ki babam okulda ki birine ya da dışarıdaki bir arkadaşımın yakınına gönül veririm korkusuyla beni soyutlaştırırmış...

Cam bir fanusun içinde büyütülmüştüm. Sen bir balıksın Ferman ise seni bu hayata tutunmanı sağlayan su. O olmazsa sen olmazsın demişlerdi...

Oysa izin verseydiler ben yeteneklerimi keşfederdim. Hayal kurardım ama her şeye yok olduğu gibi bunlara da yok olmuştu. Tek bildiğim yemek yapmak, kocaya hizmet etmek ve anne olmak... dışarıdan ne kadar cahil ve zihniyetsiz görünüyordum değil mi? Oysa ben değil beni bu bok çukuruna atanlar bu cahil zihniyete sahitpi.

Ferman yapmıştı Jiyan çekmişti...

Kimin umrundaydi ki Jiyan kadın?

Kimsenin!

Fatih yuvasını kurmuştu. Çoluk çocuğa karışmıştı. Mutluydu.

Rojda meslek sahibi olmuş, sevdiği adamla nişanlıydı ve yakında düğünü vardı. Mutluydu.

Ferzan'ın görüştüğü ve sevdiği bir kız arkadaşı vardı. Ciddiydi kız da kabul ederse evlenecekti... Mutluydu.

Peki Jiyan ne haldeydi?

Üç çocuğuyla koca konak bir başına kalmış hala nasıl delirmediğini düşünüyordu.

Parmaklarımı birbirine vurarak iç çektim hüzünle. Bugünden itibaren bekar bir kadındım. Daha Ferman'la konuşmamıştım ama konuşacaktım. Bizim olurumuz yoktu. Olmamıştı da hiç bir zaman...

İnsanlar beni yadırgayacaktı ama umrumda değildi. Kendimi düşünmemin vakti gelmişti.

"Jiyan, sen burda ne yapıyorsun kızım?"

Arkamda bana endişeyle seslenen babama baktım kırgınlıkla ve hüzünle. Rahmetli babama değil de keşke zamanında bana daha çok verseydi o zaman bu halde olmazdım. Belki bekar ve kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olurdum.

"Dertlerimle boğuşuyorum baba gel sende dertlerime derman ol..."

İğneleyici ses tonumla yüzü düştü. Ne diyeceğini bilemeden bir süre yüzüme baktı. Kendimi tutamayıp kıkırdadım. Parmaklarımla dudaklarımın üzerini örtüp, gülmemi engellemeye çalıştım ama sadece çalıştım. Kendimi tutamıyordum. Zira her şeyi kabullenip, kendisini köşesine sinen Jiyan'a çok alışık oldukları için bu halimi yadırgadı.

Mübrem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin