23. Bölüm

13.3K 748 158
                                    

Merhaba canlar✨️

Nasılsınız?

Vote ve yorum yapmayı unutmayın🙏

Keyifli okumalar ❤️

Sınır: 1500 yorum 590 vote

...


Ferman'la konuşmamızın üzerinden tam iki gün geçmişti ama hala her şey aynıydı zira Ferman benim son sözlerimden sonra hiç bir şey demeden konağı terk etmişti ve iki gündür ortalıklarda yoktu.

Benim için yokluğu ne kadar sorun olmasa da çocuklarım, babalarının yokluğunu fark etmiş ve sürekli beni soru yağmuruna tutar olmuşlardı. Ne kadar onlara üsten cevaplar verip, tekrar geleceğini söylesem de içten içe gelmemesini istiyordum. Dürüst olmak gerekirse yokluğu beni mutlu etmişti. Belki bu bencilikti ama onu görmediğim bu süreç içerisinde kendimi daha iyi hisseder hale gelmiştim. Zira bana yaşattıkları öyle kolay yutulacak ve affedilecek şeyler değildi ki yüzünü görmeye tahammülüm olsun.

"Anne, bu çilan niye hep aylıyor ya başım ayrıyor onun yüzünden."

Doğu'nun isyan ederek elini şakalarına götürmesiyle gür bir kahkaha attım. Oğlum diye demiyordum çok fena bir çocuktu şimdiden kendinden büyük laflar ediyor herkesi şaşkına uğratıyordu.

Kucağım da gaz sorunu yaşayan Şilan'ın sırtına masaj yapmaya devam ederek, cevap verdim kendisine. "O daha çok küçük annecim o yüzden bir sorunu olduğun da ağlayarak bizim kendisini anlamamız için işaret veriyor. Konuşmayı öğrendiği zaman daha az ağlayacak çünkü o zaman derdini bize anlatabilecek."

Gözlerini irice açarak, yüksek sesle; "Ne zaman peki konuşacak bu Çilan?"

"Bir sene falan sonra aşkım."

Eliyle alnına vurarak ofladı. Gerçekten de küçük oğlum, kızımın sürekli ağlamarından usanmıştı ve artık dile döküyordu ama kesinlikle haklıydı zira Şilan xanım ne susuyordu ne de uyuyordu. Ben ne kadar sabırla onu susturmaya çalışsam da çocuklarım da o sabır olmadığı için artık kelimelerini dile döküyorlardı.

"Çok zaman annecim çok zaman bir sene. Hemen konuşsun."

"Ama oğlum zamanı var daha hem sizde hemen konuşmadınız ki..."

Başını olumsuz anlamda iki yana sallayarak, hızla ayağa kalktı. Sözlerim onu hiç tatmin etmemişti. Ben kendisini izlerken, ellerini belinin arkasında birleştirip, odada bir sağa bir sola giderek, düşünmeye başladı.

Küçücük boyuyla yaptığı hareketler o kadar tatlı duruyordu ki üzerinde gülmemek elde değildi.

"Oğlum sakin olur musun?"

"Anne, bana sakin olur muşun deme! Bana şakin olur muşun deme! Bu Çilan'a sus de."

Mübrem Kde žijí příběhy. Začni objevovat