🕊24. Bölüm🕊

12.3K 768 375
                                    

Merhaba🍃

Nasılsınız?

Beni sorarsanız üzgünüm zira sınav da kaldım:( neyse ki hoca bir şansımın daha olduğunu söyledim. Tek tesellim tekrar sınava girecek olmam ama bir kez daha o kadar çalışıp, yorulmak düşüncesi beni boğuyor. Tabi geçer miyim geçmez miyim düşüncesi var. Umarım geçerim sjdjdjdj

Bu arada arkadaşlar yorumlar çok ama çok az. Dille getirmek istemezdim ama son iki bölümdür yorumların böyle düşük olması moralimi bozuyor.

Her neyse keyifli okumalar ❣️

Vote ve yorum yapmayı unutmayın🦋

Sınır; 600 vote 1600 yorum (her iki Sınır geçilmedigi sürece yeni bölümü atmayacağım)

🦋🦋🦋🦋

Ferman' dan

Jiyan'ın ve Ferzan'ın depodan çıkmasıyla beraber keskin ve öldürücü bakışlarımı hızla Yusuf denen soysuza çevirdim. O kadar sinirliydim ki şuan bir katliam yaratabilirdim.

Benim namusum olan kadını kaçırmıştı!

Öyle bir husumeten ve sevdadan kaynaklı da değildi... Karı yokluğundan kaçırmıştı karımı.

Düşündükçe aklımı yitirecek oluyordum.

Benim kadınıma göz dikmişti! Benim çocuklarımın annesine!

Erkekliğine iki gün sahip çıkmamıştı namusuz puşt!

"Yusuf ağa, seni mert bilirdim ama sen cibileytsizin önde gidenimişsin! Toprak olan kadına bile üç gün saygın olsaydı!"

Tiksinircesine kendisini aşaglamamla gür ve kalın kaşlarını çattı. "Doğru konuş Ferman ağa! Senin ne haddine benim mahremime dil uzatmak?"

Dudaklarım alayla kıvrıldı. "Mahremin mi? Ulan sen de mahrem mi var?" Dedim son kelimelerimi yüksek sesle söyleyerek.

"Ferman ağa haddini bil yoksa bildiririm!" Dedi kendinden taviz vermeyip,omuzlarını dikleştirerek.

Hem suçluydu hem güçlüydü şerefsiz herif!

Ellerimi belimin arkasında birleştirip tek kaşımı kaldırdım. "Sen mi bildireceksin bana hadimi?"

"Gerekirse evet!" Demesiyle dudaklarımın arasında bir kıkırtı döküldü.

Deli cesareti vardı adam da ama bana işlemezdi.

"Biliyor musun Yusuf ağa çok laf kalabalığı yapan insanları sevmem niye diye sor"

"Niye?" Dedi başını sorarcasına iki yana sallayarak.

Mübrem Where stories live. Discover now