4. Bölüm~'Bir Yol Var...'

2K 196 105
                                    

"Bir yol var ama çıkışı nerede bilmiyoruz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bir yol var ama çıkışı nerede bilmiyoruz..."

Kapıdaki yazıyı okuyunca içim bir anda paniğe kapıldı. O anda ise yukarıdaki yangın merdivenden aşağıya inen ayak sesleri geliyordu.

Birisi buraya gelip bizi yakalayacaktı. Hemen aşağı merdivenden inmeye başladık. Ama bizi takip eden kişi peşimizden geliyordu.

Peşimizden gelen kişilere yakalanmamak için hepimiz hızlıca koşuyorduk ama Esin çok yavaştı. En sonunda Esin'in yakasını birisi tutdu ve kendine doğru çekmeye başladı. Son anda Esin'in kolundan tuttum ve kendime doğru hızlıca çektim.

Ardından hızlıca aşağıya indik. Merdivenlerin sonuna gelmiştik. Burası okulun deposu ve burada saklanacak yerler vardı. Hemen bir odadan içeri girerek kapıyı kilitledik.

Bizi takip eden kişi nereye girdiğimizi farketmişti ki kapıya sertçe yumruklarla vuruyordu. Esin korkudan ağlıyordu. Egemen ve Kenan ise kapıyı tutuyordu.

Barış, Esin'i sakinleştirmeye çalışırken kapıdaki kişi baltayı Egemen'in kafasının üstüne saplamıştı. Egemen son anda kurtuldu, Kapıyı kırmak üzereydi.

Ne yapacağımızı bilemezken kapı kırılmasın diye kapının önüne katacak birşey arıyorduk ki gözüme bulunduğumuz odada ki bir küçük pencere olduğunu fark ettim. Küçük bile olsa rahatlıkla geçebilirdik.

Hemen kapının önüne odadaki bulduğumuz bütün eşyaları koyduk ve sıra sıra pencereden inmeye başladık. İlk Esin iniyorken kapıdaki kişi kapıyı kırmak üzereydi.

Esin'den sonra ben indim, biraz dar olsa da geçebildim. Sıra Kenan'a gelince kapıdaki kişi balta ile kapının yarısını kırmıştı.

Kenan indikten sonra Barış gelmeye başladı ve kapıdaki kişi kapıyı tamamen kırmıştı ve kapıdaki eşyaları geriye itiyordu.

O sıra Egemen hemen pencereden buraya gelmeye çalıştı fakat içerideki kişi eşyaları devirmiş ve pencerede duran Egemen'i kendine çekiyordu.

Bizde Egemen'i hepimiz bacağından tutarak bizim tarafımıza çekmeye çalışıyorduk. Ama içerideki kişi bizden daha güçlü gibiydi.

Daha sert çekmeye başladık bu Egemen'in canını acıtmaya başlamıştı fakat yapıcak birşey yoktu. İçerideki kişi pes eder gibi yavaş çekmeye başlamıştı.

O sırada Kenan var gücüyle Egemen'i yanımıza hızlı bir şekilde çekti ve Egemen bizim tarafa gelerek başını yere düşürdü.

Başı kanamıştı fakat buradan çıkmamız gerekti. Hemen geldiğimiz tel örgülerin yerlerini hatırlamaya çalıştık en sonunda Esin hatırladı ve bizi takip etmemizi istedi.

Esin bizi tel örgülerin olduğu yere getirdi ve okulun bahçesinden hızlı adımlarla kaçtık.

Birbirinize görüşürüz demeden "Herkez eve!" Dedik ve arabalarımıza atlayıp evlerin yolunu tuttuk.

Herşey çok ani gelişmişti, çok korkmuştum başım çok ağrıyordu ama arabada olduğumu ve hemen eve gitmem gerektiğini sayıklayıp durdum. Arabayı bir an süremeyecek gibi hissettim, bu çok normaldi.

Bu kâbusun bittiği için sevinmiştim fakat bir yandan da başımın ağrısından kurtulmak için yalvarıyordum. Doktor bana dinlen demişti ama ben o gece dinlenmeyip bu kâbusun içine gitmiştim.

Başımın ağrısı git gide ağırlaşıyordu. Ama direnmek zorundaydım, eve mesafe olarak daha yarısında bile değildim. Kendimi kaybetmek üzereydim ki, arabayı büyük bir taşa çarpana dek...

***

"Damla!"

Diye bağırdı birisi. Benim ismimi söylediği an gözlerimi açtım. Bir ormandaydım ve orman kapkaranlıktı.

"Damla!"

Dedi yine tanımadığım ve sesi oldukça kalın olan bu kişi.

"Kimsin sen?"

Diye bağırdım bende ona. Ama o yanıt vermedi. Olduğum yerden doğruldum ve ormana göz geçirdim. Çok karanlıktı ve korkuyordum.

"Karanlıktan korkmadığına emin misin Damla?"

Diye sordu o kişi. Ona yanıt vermedim. Tek istediğim bu ormandan çıkmaktı. Nereye gittiğimi bilmeden bir çıkış yolu bulmak için ileri doğru yürüdüm. Kaç saattir yürüdüğümü bilmiyorum ama hâlâ ormanda olduğumu biliyordum. İleri yürümeye devam ederken uzaklardan onu gördüm. Kızıl saçları ve siyah gözleri, Hazal'ın bana doğru el salladığını gördüm bana yaklaştı.

"Hani her gece izlenme hissine kapıldığını söylerdin ve bu izlenme hissinin gölge olduğunu anlardın ya Damla."

Dedi bana yaklaşmaya devam ederek. Ardından yarım kalan cümlesini tamamladı.

"O gölge bendim Damla, senin karanlıktan hâlâ korktuğunu bildiğim için her gece odanın kapısından seni izliyorum. Bir gün bu karanlık korkun geçerse artık seni izlemeyeceğim ve eminim ki sen karanlık korkunu yeneceksin."

Dediğinde bana daha da yaklaştı ve önümde durdu. Bir elini omuzuma yasladı.

"Hadi artık uyan Damla."

Dedi ve karşımda toz olarak havaya karıştı. Uyanmalı mıydım? Gerçek hayata dönmek zorunda mıydım? Ama onun için uyanmak zorundaydım, ne olursa olsun...

 Uyanmalı mıydım? Gerçek hayata dönmek zorunda mıydım? Ama onun için uyanmak zorundaydım, ne olursa olsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'4. Bölüm Sonu'
~Devam Edecek~

Yeni Bölümde Görüşmek Üzere🪄🤍

Kusursuz OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin