60. Bölüm~'Karanlıkta Parlayan Yıldız'

389 19 14
                                    

Hayır hayır, yapamayacaktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayır hayır, yapamayacaktım. Eğer Çiğdem'e bu olayı söylersem belki de boşu boşuna paniğe kapılacaktık. Belki de çocuk yaşıyordur.

- Gerçekten yok birşey, yine de sorduğun için teşekkür ederim.

Dedim elimi omuzuna koyduktan sonra. Ve Emir geldi sınıfa, bana keskin bakışları ile sanki birşey anlatmak istiyomuş gibi oturdu sırasına ve abim gibi başını yasladı. Daha sonra Aksel kantinden gelmiş bir şekilde yanıma oturdu. Çiğdem'de Ege'nin yanına gittikten sonra Aksel güler yüzle aklındaki soruyu sordu.

- Hani Çiğdem'e gıcık oluyordun?

Dedi merakla. Ben ise elimdeki kalemi sıraya koyup söze girdim.

- Sanırım gıcıklığım geçti ona karşı.

- Ha iyi o zaman aranızın iyi olmasına sevindim. Umarım abinle de aranı düzeltebilirsin.

Dediğinde elini omuzuma koydu. Bende başımı güler yüzle salladım. Daha sonra bir öğretmen geldi. Oldukça disiplinli bir öğretmeni andırıyordu.

- Oturabilirsiniz arkadaşlar.

Ve ders başladı. Hayatımda işlediğim en sıkıcı derslerden biri diyebilirim. Neyse ki çok uzun sürmedi. Ders zili çalar çalmaz kantine gidiyordum ki bu sefer kolumdan yine birisi tutana dek. Allah'ım benim bu kolumdan ne istiyorlardı? Kimin tuttuğunu gördüğümde ise bu kişinin Ege olduğunu fark ettim. Pişman dolu bakışlarla söze girdi.

- Sera, yapma böyle. Özür dilerim, Allah kahretsin ki kaç defa özür dilediğimi bile hatırlamıyorum.

Dediğinde pişmandı. Ama onu hemen affedecek değildim. O nasıl inatçı birisiydi, bende biraz inatçı rolünü oynasam hiç fena olmazdı.

- Bırak kolumu abi!

- Birşey söyle o zaman!

Diye sertçe çıkıştığında yanıt vermeden kolumu ondan kurtarıp dışarı hava almaya çıktım. Beni çok ama çok geriyordu.

- Sera, iyi misin?

Oturduğum bankta hava almaya çalışırken Çiğdem bir anda yanıma oturup söze girdi. Ben ise derin düşüncelerle yanıt verdim.

- İyiyim, sadece hava almak istedim. Neyse sınıfa çıkalım istersen zil çaldı.

Dedim ayaklanarak. Konuyu açmak istemiyordum. Bir yandan da o çocuğun ölüp ölmediğini merak ediyordum.

- Oturun arkadaşlar.

Sınıfa gelmiştik. Ve girmemizin birkaç dakikasının ardından öğretmen gelmişti. Dersin ne zaman başladığı ne zaman bittiğini bile hatırlamıyorum. Sadece şu an saatler sonra başımı sıradan bile kaldıramadan Aksel sayesinde son derste olduğumuzu biliyorum.

- Bugünlük bu kadar, yarın görüşmek üzere iyi günler arkadaşlar.

Bu sesle uyandım başımı yasladığım sırada. Herkes çantalarını almış çıkarken Aksel, Çiğdem, Ege ve anlamadığım bir şekilde Emir'de arka sırada eşyalarını topluyor gibi yapıp sanki benim çıkmamı bekliyordu.

Kusursuz OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin