29. Bölüm~'Alevler Eşliğinde'

746 60 10
                                    

- Bulabildiniz mi kayıtları?

Dedi Kenan sinirli bir şekilde testereli kişilere. Testereli kişilerden biri rahat konuşmak için maskesini açtı ve Kenan'a yanıt verdi.

- Hayır efendim, sizin talimatınız gibi her yeri aradık ama bulamadık.

Kenan sinirli bir şekilde elini sıkarak masaya vurdu ve testereli kişilere dönerek sertle karşılık verdi.

- Nasıl bulamadınız? Ben size bulun demiştim! O görüntü kayıtları orada, bulmadan gözümün önüne gözükmeyin!

Testreli kişiler Kenan'ın sert çıkışına karşı sesiz kaldılar ve tam odadan çıkacaklarken Kenan'ın sağ kolu olan bir yardımcısı önemli bir şey bulduğunu söyleyerek odaya daldı.

- Efendim, efendim bir şey buldum!

- Yavaş gel, ne buldun?

- Efendim görüntü kayıtlarının nerde olduğunu buldum!

- Ne!? Nerde buldun?

- Evin iç mimari yapısına baktım. Meğersem evin arka bahçesinde olan eğilerek geçebileceğimiz bir gizli geçit var!

- Bu iyi haber, ama dışarıdan dikkat çekeriz, evin içinde yok mu geçit?

- Yani olabilir ama ben bulamadım, tek kurtulma yolumuz bu!

- Tamam, şu kişileri hazırla sen yerinide söyle hızlı olsunlar.

- Tamam efendim...

                                 ***

Egemen, görüntü kayıtlarının o geçitte olduğunu söyleyince bir anda kalbim yerinden çıkacak gibi oldu.

- Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?

- Biz zaten hep bunu araştırıyorduk Esin.

Biraz bekledik, sanki o geçitten birisinin çıkarmasını bekler gibi. Egemen bu anlam veremediğimiz bekleyişe son vermemiz için bizi uyardı.

- Ya hadi, neyi bekliyorsunuz?

- Aynen, neyi bekliyoruz?

- Ama Maraz gelemez, tekerlekli sandalyede.

- Damla sen ona bakarsın, hadi Egemen biz gidelim.

- Dur Esin!

- Ne oldu?

- Sen benim hep cesur olmamı istemiyor muydun?

- Evet?

- Bırak ben gideyim Egemen'le, bunu ispatlamış olacağım lütfen.

- Off peki, ama birşey olursa hemen seslenin. Alın şu el fenerlerini.

Esin'i ikna ederek Egemen'le eğilerek geçitte girdik. Egemen, benim önümden ilerliyordu. Biraz daha ilerlediğimizde geçitten tuhaf kokular gelmeye başladı, sanki bu konular bozuk yemek kokusu gibiydi.

Biraz daha ilerledik. Sanki hiç bitmeyen bir yolda ilerliyormuş gibi ilerlemeye devam ediyorduk. Yaklaşık on dakika daha ilerledikten sonra Egemen durdu ve önünde bir kapının olduğunu söyledi.

- Damla yol buraya kadar, bak burada kapı var. Yavaşça açıyorum bi bakıcam içeri.

Dedi ve kapıyı yavaşça açıp etrafı kontrol etti.

- Ne görüyorsun?

- Damla bomboş bir oda burası ama ortada bir sandalye ve sandalyenin üstünde küçük bir kutu var.

- Eee ne duruyoruz? Hadi kalk ayağı içeri girelim.

Egemen yavaşça ayağı kalktı ve içeri girdi, bende arkasından ilerledim ve ayağı kalktım.
Egemen kalktığı odaya girdiği gibi kutuyu aldı ve açmaya çalıştı. Ama kutuya takılı olan küçük kilit buna engel oluyordu.

Kusursuz OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin