33. Bölüm~'Felaket'

635 55 18
                                    

- Ve sıfır!

Dediğinde can hali ile hemen ileri atılarak lunaparkın çıkışına vardık. Yerde savrulmuş bir halde dururken Kenan mikrofondan yine bize söylendi.

- Aferin, başardınız. Ama bu kaçağınız anlamanına gelmez.

- Ne saçmalıyorsun Kenan?

- Saçmalamıyorum Esin, siz gerçekten sizi böyle kapana kıstırmış durumda olduğunuzu bilirken neden serbest bırakayım?

- Her zamanki gibi alçaklığımı yaparım diyorsun yani?

- Senin dilin çok uzadı Esin! Ha bu arada Maraz görüntü kayıtlarını saklamaya çalışmış ama başaramamış.

- Senin katil olduğunu ispatladık zaten gerek kalmadı ona :)

Dedi Esin kahkaha atar bir şekilde. Kenan bir süre mikrofondan sesi kesildi. Daha sonra Egemen'in yavaş yavaş kendine geldiğini gördük.

- Egemen, iyi misin?

- Ne oldu bana? Burası neresi?

- Sonra açıklarız, hadi yardım edin Maraz'ı arabaya götürelim ve buradan gidelim.

Dedi Sarp. Hemen Maraz'ın kollarından ve bacaklarından tutup arabaya götürdük. Ardından arabaya atlayıp yola koyulacaktık ki Sarp bir türlü arabayı çalıştırmadı.

- Bir sorun mu var Sarp?

- Arabanın tekerlekleri sökülmüş!

- Nasıl ya? Buradan gitmemiz gerek bakın Kenan bize ulaşmadan gitmemiz gerek!

Dedi Esin. Sarp dışarı çıkıp arabanın durumunu inceledi fakat olumlu bir yanıt vermedi. Hepimiz kıskıvrak ne yapacağımızı düşünürken Maraz'da kendine gelmeye başlamıştı.

Maraz'ın kendine gelmesi ile testere seslerini duymamız bir oldu. Arabanın camından dışarı baktım ve lunaparkaki testereli kişiler ellerinde ki testreleri çalıştırmış halde bize doğru yaklaşıyorlardı.

Arabada olduğumuzu biliyorlardı ve buradan hemen çıkmamız gerekiyordu. Sarp ve Egemen hemen Maraz'ı sırtlarına yasladı ve lunaparkın yukarısındaki patikaya doğru koşmaya başladılar. Esin ve bende arkalarından geliyorduk.

- Kaçışınız yok!

Dedi mikrofondan Kenan. Hızlı bir şekilde ilerlemeye devam ederken önümüze bir testreli grup daha çıktı. Arkamızda önümüzde ve ardından sağımızda ve solumuzda..

Her tarafımız çember gibi sarılmıştı. Ortada ise biz duruyorduk. Yavaşça bize doğru yaklaşıyorlardı.

- Yeter!

Dedi Esin sinirli bir şekilde. Testreli kişiler Esin'in bağırışını duyunca hemen oldukları yerde durdular. Esin ise yarım kalan sözüne devam etti.

- Ne istiyorsunuz bizden? Kenan'a çalıştığınızda ne olacak? Size bir faydası dokundu mu? Ya bi düşünün, eminim ki Kenan sizi köle gibi kullandırdığı için beş kuruş bile vermiyordur.

Dediğinde testereli kişiler başını yere eğdi ve maskeli bir şekilde birbirleri ile konuştu. Aralarından bir kişi biraz öne atılarak şöyle dedi.

- Aslında haklısın. Arkadaşlar bu kız doğru söylüyor. Onun için her şeyi yaptık ama bize bir yardımı bile dokunmadı.

- Kenan'a ihanet mi edelim demek istiyorsun yani?

- O bize çoktan ihanet etti zaten. Kimler benimle?

Dediğinde testereli kişiler yavaş yavaş bu fikire katıldılar. Bazıları biraz düşündükten sonra onlarda katıldılar. Esin'in sayesinde artık testreli kişilerin tutsağı değildik. Hepimiz bir olmuşken mikrofon yine cızırtı yaparak açıldı ve Kenan'ın sesi duyuldu.

Kusursuz OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin