1. ŞEHR-İ ZEHİR

3.3K 104 13
                                    

Başlama tarihi
23/ 06/ 2021

KENAN'DA BİR
SÜVEYDA

1. BÖLÜM: "ŞEHR-İ ZEHİR"

 BÖLÜM: "ŞEHR-İ ZEHİR"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ekim / 2021

Yalanlar, yalanlar, yalanlar... Bize gayrimeşru bir son hazırlayacaktı, çıkması mümkün olmayan bir son...

SÜVEYDA...


Hayatım avuçlarımda biriktirdiğim sırlardan ibaretti. Kimseler görmesin diye kalbimin etrafına surlar ördüm, kimseler ulaşamasın diye üzerlerine dikenli teller çektim. Kalbimin etrafına çektiğim kalın surlar yüzünden ne benim sesimi duyan olmuştu, ne de ben kalbime ziyarete gelenlerin sesini duymuştum.

Önümde zifiri karanlık vardı ama arabanın farları karanlığı yırtmak istercesine önümüzü aydınlatıyordu ve en ileri göremezsek de önümüzü görebiliyorduk. Gökyüzünü saman alevi gibi parlatan yıldızlarla doluydu. Dolunayın som mavi ışığı göğü aydınlatmaya yetse de, etrafı aydınlatmaya yetmiyordu.

Arka koltukta oturan görüntüm, "Nereye gittiğinizi sorsana," dedi. Tabii Kenan bunu duymadı, hatta görmüyordu bile. Benim yansımamın aynısıydı. Üzerindeki beyaz elbise bana tek bir günü ve bazı şeyleri hatırlatıyordu. Mezarlık, yaş toprak, yağmurlu bir hava... Beyaz elbisesinin karın hizasından etek hizasına kadar uzanan toprak lekeleriyle de bol bol acı hissettiğimi söyleyebilirdim. "Dikkatini çekeceksin," dedi. Dikiz aynası sayesinde göz gözeydik. "Hadi... Sor." Kendi kendine güldü.

Bakışlarımı dikiz aynasında Kenan'ın üzerine indirdim. "Beni nereye götürüyorsun?" o söylediği için değil, ben merak ettiğim için soruyordum.

Sırtı koltuğa yaslı bir şekilde ileriye bakıyordu. Tek eliyle direksiyonu tutmuş, diğer kolunu da uzunlamasına, açık duran camın üzerine bırakmıştı. Ortadan bölünmüş uzun saçları kulaklarının üzerine düşmüştü.

Hâlâ bir cevap bekliyordum.

Başını çevirip omzunun üzerinden bana baktı ve gözleri gözlerime değdiğinde cevap vermedi. Başını çevirip ileriye bakmaya devam etti. Ondan daha farklı bir şey yapmadım.

Çürük bir histi gönlümün bağrında dolanan.

"Seni umursamadığını düşünme," dedi arka koltukta oturan ben. "Hep aynı Kenan... O hep böyle biriydi."

Değişecekti. Değişmek zorundaydı!

Sırtımın sürekli koltuğa çarpıp durmasından asfaltın üzerinden değil, engebeli bir arazi üzerinden gittiğimizi anlayabiliyordum. Zaten farların aydınlattığı yol çimlerin üzeriydi.

Yan ayna sayesinde arkamı kontrol ettiğimde babamın adamlarının beni takip edeceğini söylediği aklıma gelmişti. Görünürde kimseler yoktu, tek bir ışık ya da işaret olmaz mıydı? Sadece onların beni takip ettiklerini bilip kendimi güvende hissetmek istiyordum, ama kimseler yoktu.

KENAN'DA BİR SÜVEYDAWhere stories live. Discover now