PART2

1.2K 41 5
                                    

"Adıyla seslensene ona," dedi yansıma. Kendini arabaya yaslamış, kollarını göğsünde toplamıştı. "Kenan demeyi çok seversin sen."

Kenan bana bakarak keyifle güldüğünde Kaya'nın da benim de bakışlarım onun üzerindeydi. Böyle bir durumda neden sırıttığını anlamaya çalışıyorduk. "Sen nasıl bir pisliksin ya?" dudaklarından dökülen sözcükleri hayrete kalmışlıktı ama sonra yüz ifadesini ciddileştirip, "Yasemin..." dedi. "Doğruyu konuş yoksa az önce yapmadığımı şimdi yaparım!"

"Kenan kes artık!" bağıran Kaya olmuştu. Beni tanımıyordu ama abisinin nasıl bir pislik olduğunu çok iyi biliyordu. Koşullar benden yanaydı. "Yeter artık!" ellerini yerden kaldırıp Kenan'ın göğsüne sertçe vurdu ve Kenan'ın geriye doğru birkaç adım atmasıyla aralarına az biraz mesafe açtı. "Bu evlilik olmasın diye yapmadığın halt kalmadı! Bu kadar da ileriye gitmiş olamazsın!" Kenan sussa da, Kaya'ya deli bir öfkeyle bakıyordu. Ama Kaya aldırmadan devam etti. "Senden de, Emir'den de bıktım. Bir bitmedi Sargunlara olan takıntınız! Bir bitmedi nefretiniz! Bizim yüzünüzden bir adam öldü bir adam!"

Emir'in pisliğinden kendini sorumlu tutması beni şaşırtmamıştı, zaten iyi bir adam olduğunu babamdan ayrı Kenan'dan ayrı duymuştum..

"Kaza olduğunu sen de biliyorsun!" Kenan aynı öfkeyle karşılık verdi. Az önce uçurumun ağzında kardeşimin itildiğini söylemişti, şimdi de kaza olduğu söylemesi... Sırf beni yaralamak için, sırf üzüleyim diyeydi. Şaşırmadım çünkü benim canımı yakmak istemesi acı bir gerçekti. Ve ilk de değildi.

"Ama bir sonu olacak," dedi yansımam. Tam yanımda, benimle beraber onlara bakıyordu. "En çok o seni düşünecek, herkesten daha çok."

"Kaza kaza deyip durma! O adamı buraya sen getirdin, Emir getirdi! İster ayağı kayıp düşsün, ister bilerek atlasın..." Kaya'nın kurduğu cümleler kalbime taş atar gibi çarpmıştı. "Bizim yüzümüzden bir adam öldü, bir can gitti... hayallerini hayatını mahvettik! O adamın da bir hayatı vardı, bizim yüzümüzden yarım kaldı!"

"Kaya kes artık!" diye bağırdı Kenan. "Sürekli aynı şeyleri tekrar edip durmandan bıktım!" aralarında hiç mesafe yokken Kaya'nın Kenan'a vurmasını istedim. Ama yapmayacaktı, biliyordum çünkü böyle bir adam değildi. Onun gücü haklı sözleriydi, yumrukla işi olmazdı.

"Asıl ben bıktım! Evde Yasemin, işte Yasemin! Dışarıda Yasemin!" durdu ve Kenan'ın gözlerinin içine baktı. İşaret parmağı bana doğrulduğunda, bakışlarını da Kenan'ın yüzüne asılı tuttu. "Bu kadınla sen mi evleneceksin ya? Bu kadına olan takıntın niye?" öfkeyle bağırıp konuşmasını bitirdiğinde bana uzattığı parmağını kendine çekti. Kenan'dan bir açıklama bekledi.

Kenan'ın vereceği cevabı merakla bekliyordum.

Kenan'la bakışlarımız birbirini bulunca ben cevabı biliyorum; babam ve yaptıklarıydı, alaşağı edemediği adamı benimle alaşağı edeceğini düşünmüştü.

Anlamsız bakışmamızı kesen Kaya'nın sözleri oldu; "Şu kadının hâline bak! Babasına olan takıntın yüzünden ona bunu yapmaya hakkın yok! Gücün ona mı yetiyor? Belki de karım olacak... Ona dokundun mu?"

Kenan'ın alevlenen yüzündeki öfkeyi görebiliyordum. Durdu, durdu ve sıktığı yumruğunu kaldırdığında ne ara olduğunu anlayamadığım bir şekilde yumruğunu Kaya'nın yüzünde patlattı. "Bir daha ona karım demeyeceksin! Bu evlilik olmayacak!"

Onları hiç ayırmaya da niyetim yoktu.

"Seni kıskanmış gibi durmuyor mu?" iç sesimin sesini kesmesini istiyordum. Bir an önce!. "Bu hoşuma gitti. Çünkü sen öyle hissediyorsun."

KENAN'DA BİR SÜVEYDAWhere stories live. Discover now