25. DİRENİŞİN YIKILIŞI / II. KİTAP SONU

337 25 11
                                    

KENAN'DA BİR
SÜVEYDA

25. BÖLÜM: "DİRENİŞİN YIKILIŞI"

II. KİTAP SONU

Eylül 2019

Gerçeklerin onları rahatsız etmesini istemedikleri için mi kötülüğü örtü gibi en köhne, en izbe yerlerde bedenlerine sarıp sarmalamışlardı?

Bu yüzden mi verdikleri gayret içlerindeki iyilik kadardı?

Güzin, ameliyathane kapısının önündeki koltuklardan birine oturmuş, stresle bekliyordu. Bir ayağıyla hızlı hızlı yere vurup ritim tutarken, kol dirseklerini dizlerine yaslamış, parmaklarını saçlarına geçirmişti. Kalbini yoklayan sıkıntı korkusunu, endişesini her büyüttüğünde saçlarına daldırdığı parmakları sıkılaşıyor, soğuk zemini izleyen göz bebekleri büyüyordu. Yanı başında hissettiği endişe yetmezmiş gibi aklında dönen düşünceler de vicdanını biraz daha ağırlaştırıyordu. Çocukluk arkadaşım dediği kadının ondan saklanan gerçekleri öğrenmesin diye o da biraz kötü olmuştu. Bir şansı olsa Berrin'le tanıştığı güne döner, onunla konuşma istediğini geri çevirirdi. Ya da sonraki günlerde yeniden her karşısına çıkışında yolunu çevirir, onunla konuşmak istemediğini söylerdi. Bu sayede ona acıyarak yakınlık kurmaz, sevmez, sonrasında Süveyda ve Kenan'la olan birlikteliği sonucunda çocukluk arkadaşına yeni tanıdığı bir kız yüzünden tavır almazdı. Süveyda'nın arkasındaki güce kanıp Berrin'e taraf tutmazdı.

Atılan bazı adımların geri dönüşü olmadığını şu an farkına varıyordu; hastane koridorlarında, ameliyathane kapısında telaşla beklerken...

Süveyda'nın sırtını yasladığı bir güç olmadığını yeni yeni görüyordu, bu da onu biraz daha mahvediyordu. Belgin vardı ama Süveyda, annesinin yaşadığını hâlâ bilmiyordu, bilse bile öyle bir kadınla yaşamak ya da desteğini ister miydi bilinmezdi. İskender Bey de vardı ama kızının yaşadıklarını bir an öğrenecek olsa şüphesiz karısına yaptığını kızına mumla aratırdı.

Berrin için üzgündü ama asıl yalnız olanın Süveyda'nın olduğunu biliyordu; onu kaçırmak isteyen ve sahip olduklarına gözünü dikmiş bir anneye, ne yapacağı belli olmayan merhametsiz bir babaya sahipti Süveyda. Yalanların ördüğü duvarların ardından sevdiği adam tarafından ihanete uğradığını ve kandırıldığını zanneden bir kadındı. Artık onu her şeyden koruyan kız olmadığını da biliyordu Güzin. Bir yanı Berrin, bir yanı Süveyda olsa da, Süveyda onun Berrin'le kurduğu yakınlığı ve Kenan'a gidip ayrılmalarına sebep olduğunu bilse emindi ki onu istemez, hiç düşünmeden hayatından çıkartırdı.

Gerçeklerin onları rahatsız edip düzenlerini bozmaması için de her kötülüğü yapacak gibiydi, ucu Süveyda'ya dokunmayan kötülükleri... Kaybetme korkusu yaşarken bir daha ona ihanet edeceğini zannetmiyordu, Berrin'i, annesini ya da bir başkasını karşısına alması gerekse bile.

Ameliyathane kapısının önünde bir ileriye, bir geriye doğru yürüyüp duran Yadigâr üzerindeki stresi atmaya çalışıyordu. Endişelendiği ya da korktuğu kişiler dünyaya gözlerini yeni açacak çocuklar değildi, kızı gibi büyüttüğü Süveyda içindi. İskender Sargun eşini yabancı bir ülkeye göndermeden önce Belgin Asil, Yadigâr'dan çocuklarının yanında kalmasını ve her koşulda ona haber vermesini istiyordu. Sadık bir çalışan olup İskender Bey'in yanında Belgin Asil'in sözleriyle kalmış, Süveyda'ya ve diğer iki erkeğe bakmıştı.

KENAN'DA BİR SÜVEYDAWhere stories live. Discover now