38. AĞAÇTAN DÜŞEN YAPRAK

229 17 0
                                    

KENAN'DA BİR
SÜVEYDA

38. BÖLÜM: "AĞAÇTAN DÜŞEN YAPRAK"

Bu dünya; herkesin herkese karıştığı, hayatına müdahale ettiği ya da durma noktasına getirdiği bir yerdi. Bu yüzden her hata beraberinde yıkımı getirirdi. Her aşk beraberinde umudu getirdiği gibi...

Tek umudum Kenan'a hissettiğim duygularımdı; bu aşk ya da saplantı olsun fark etmiyordu.

Ona karşı hissettiğim büyük duygularım zayıf bir ışık hüznesi gibi bileğime yeşil budaklı sarmaşıklarıyla uzanmış, bileğime sarılmış, kalbime ulaşmış, ruhumu sarmış ve en sonunda ise beni çekip kör kuyuların içinden almıştı.

Dakikalar önce ölecekmiş gibi acı içinde yüzerken, Kenan'ın gelişi üzerine o acının içinden mutluluğu yakalayıp ağız dolusu kahkahalar atabiliyorsam bunun sebebi bu olmalıydı. Onun bana verdiği güven, benim ona hissettiğim ya da onun bana hissettiği aşk. Başka da açıklaması olamazdı.

Kalmamız için Emir'in ayarladığı eve geldiğimizde Kenan'la arabadan inip, el ele eve girmiştik. Bizi karşılayan güzel bir manzara vardı çünkü Zeren birbirinden güzel yemekler hazırlamış, masayı çoktan kurmuştu bile.

Meyna beni gördüğü ilk an koşarak yanımıza gelmiş, boynuma atlamıştı. Ağlayacak gibiydi fakat ağlamamış, sadece sarılarak duygularını birkaç sözle ifade etmişti. Sonrasında Kenan Ege'yi tek kolu üzerine almış, onu sakinleştirmeye çalışmıştı fakat Ege bana gelmek isteyince, Meyna'yı bırakıp Ege'yi almıştım. Ege huysuzlanmaya devam etmişti ama hep beraber masaya geçip Kenan'ın kollarına gittikten sonra yavaş yavaş sakinleşmişti de. Kenan Ege'yi kucağında tutmuş, ben de hem Ege'ye hem de Meyna'ya yemek yedirmiştim. Kendime de bir şeyler yedirmiştim ama Meyna ve Kenan'ın da önüme koyup yememi istedikleri şeyler de olmuştu. Çocuk gibi bakılmam Emir, Zeren ve çocukları için alay konusu olsa da, bu kısa sürmüştü; Kenan Hazal ve Umut'a Emir'in yeni doğacak çocuğuna verecek ismin Muharrem olduğunu söylemesiyle konu başka bir konuya devrilmişti. Hazal isimleri hiç beğenmediği için Emir'le inatlaşmış, doğacak çocuğun ismini kendisinin koymak istediğini söylemişti. Bulduğu isimler ise; kız olursa Barbie, erkek olursa Pepe. Zeren de Emir gibi şaşırmış ve isimleri sevmemiş olsa bile bir şey belli etmemiş, zamanı geldiğinde hep beraber karar vereceklerini söyleyerek konuyu kapatmıştı.

🥀

Kucağımda Ege'yle bizim için hazırlanan odaya girdiğimde Kenan da arkamdan gelip kapıyı kapattı. Meyna'nın da benimle uyumasını istedim ve hatta o da benimle kalmam istedi ama Hazal'ın ısrarı üzerine onun ve Umut'un odasına gitmişti. Giderken elinde onlar için hazırladığımız hediyeleri de görmüştüm.

Ege'yi yatağın ortasına yavaşça bırakıp üzerini örttükten sonra Kenan'a dönüp, "Kolundakini çıkarmana yardım edelim mi?" diye sordum.

"Olur," dedi sessizce.

Yanına gidip yatağın ayak kısmında durduktan sonra ensesinde birleşmiş çıtçıtları açtım ve kolunu serbest bıraktım. Askılığı çıkartıp yatağın bir kenarına bıraktığımda, Kenan rahatlamış bir ifadeyle nefesini bırakıp parmaklarını katladı fakat benim fark ettiğim bir şey vardı. "Elinde his kaybı mı var?"

Elinin üzerindeki bakışlarını benimle beraber kaldırdığında göz göze geldik. "Doktor, geçici bir durum olduğunu söyledi."

"Düzelecek yani?"

"Evet."

Kollarım kendiliğinden beline dolandığında, yüzüm de göğsünde yerini buldu ve kendimi suçlu hissettiğim için, "Özür dilerim," diye mırıldandım. "Ben sebep oldum."

KENAN'DA BİR SÜVEYDAWhere stories live. Discover now