19. DİLSİZ OYUNCU

346 28 5
                                    

KENAN'DA BİR
SÜVEYDA

19. BÖLÜM: "DİLSİZ OYUNCU"

Şubat 2019

Koca bir boşlukta asılı duruyordum ve neredeyse düşecektim. Daha önce hiç bu kadar çaresiz kaldığımı hatırlamıyordum. İçimde kopan bir fırtına vardı; rüzgarında savrulduğum, toz parçaları halinde oradan oraya ufak ufak döküldüğüm bir fırtına...

"Yasemin," babamın sesini duyduğumda yüzümü ona çevirdim. Yarım karanlıkta yüzünü tam seçememiş olsam bile aramızda sadece beş altı adımlık mesafe vardı. "Niye yukarıya çıkmadın?"

"Baba, bana yardım et!" ağlarken ellerini tuttum. "Topladığımız yardım paraları çalınmış, yeni öğrendim. Haftalardır bununla uğraşıyorlarmış, kimse bana bir şey söylemesin, duyulmasın diye Güzin herkese kimseye bir şey söylenmesin diye uyarmış, ne yapacağımı bilmiyorum..."

"Yasemin sakin ol," dehşete düşmüş yüzüyle beraber yumuşak sesiyle sözlerimi böldü. "Hiçbir şey anlamıyorum, tane tane anlat." Yutkunduğumda ayakta güç bela durabiliyordum, "İyi misin sen?" diye sordu bu defa. "Otur şuraya." Onun yardımıyla salonun ortasındaki berjere oturdum. "Yadigar hasta olduğunu söylemişti ama..."

"Baba bana yardım et," dedim cümlelerini bölüp ona yukarıdan baktığımda. "Kimse bana inanmayacak," kısa bir duraksamanın ardından kafamı sağa sola salladım. "Bana kötü kötü baksınlar istemiyorum..."

"Kim?" dedi ve ellerimi tutmaya devam ederken önüme diz çöktü. "Kimden bahsediyorsun?"

"İnsanlar," dedim tek solukta. Dışlandığım çocukluk günlerine geri dönmek istemiyordum. Bana kötü kötü bakmalarını düşündüğümde içimde tarifsiz bir korku yer ediniyordu. "Herkes!"

"Sakin ol," temkinli çıkan sesi ağlamamı durdurmasa bile bir nebze de olsa sakin kalmamı sağladı. "Şimdi anlat. Ne oldu?"

"Hesaplar boşaltılmış," dedim tane tane. "Tüm yardım paraları çalınmış, kimseye duyurmadan haftalardır hırsızı arıyorlarmış, ben günlerdir yatıyordum, çok hastaydım. Güzin bana hiçbir şey söylemedi, kimse bana bir şey söylemesin diye de herkesi uyarmış. Ortada ne hırsız var ne de para."

"Halledeceğim," dedi kafasını sallayıp. Her iki eliyle gözyaşlarımı silmeye başlamıştı. "Ağlama artık. Parayı da bulacağım, hırsızı da."

İnanmıyormuş gibi kafamı sağa sola salladım. "Benim varım yoğum o paranın içinde, her şeyimi oraya yatırdım," sesim yalvarır gibi kısıktı. "Her şeyimi onun içine koydum. Yerine konulmazsa bütün düzenim bozulacak... Kimse paranın çalındığına inanmayacak, bana hırsız diyecekler. Bir daha yardım yapmayacaklar, bir yerden gelir gelmezse yardım kuruluşları tek tek kapanır."

"Ağlama artık," dedi yüzümü avuçları arasına aldığında. "Halledeceğim diyorsam halledeceğim."

"Baba, o para yerine gelmezse onca insan ortada kalır," içimdeki endişeyi hiçbir şekilde yok edemiyordum. "Bir sürü insan faydalanıyor..."

"Yasemin," gözlerimin içine, en derinine baktı. "Şimdi bizim çocuklara söyleyeceğim parayı benden alıp sana verecekler, tamam mı? Ne kimse ortada kalacak ne de kimse sana hırsız deyip kötü bakacak. Kimsenin duymasına izin vermeyeceğim. Ağlama artık, seni böyle görmek istemiyorum."

KENAN'DA BİR SÜVEYDAWhere stories live. Discover now