27. KALBİN KIRIK KEMİĞİ

325 21 9
                                    




KENAN'DA BİR
SÜVEYDA

27. BÖLÜM: "KALBİN KIRIK KEMİĞİ"

Pera - Yokluğunu Anlasam Da

Gökhan Türkmen - Mahşer

Barış Manço - Dönence




Eylül 2019

Kenan...

Gece gündüzün üzerine karabasan gibi çökünce hayat durur, sessizlik hakim olurmuş. Süveyda'nın yüreğimin üzerine çöküşü öyle bir şeydi işte; hayat durmuş, tüm canlı renkler ölmüş, sessizlik kol geziyordu.

Anlamıyordum,

Anlamak da istemiyordum.

Üzerlerime öyle bir bela çökmüştü ki hayatım durma noktasına gelmişti. Göğü aydınlatan dolunay ve yıldızlar önümü görmeye yetmiyordu. Zor geçen geceyi bitirecek olan güneş bana hayat öpücüğü vermiyordu. Teni yanık kokan kadına duyduğum aşk, geceye ayrı, gündüze ayrı kin güdüyordu.

Ne gece katran karası karanlığında beni saklayıp derdimden uzaklaştırabiliyordu, ne de güneş önüme ışık tutup beni aydınlığa çıkartabiliyordu; kötü emellerin bana, belki Süveyda'ya, belki de adı konulmamış günahsıza ulaşmasına engel olamıyordu. Önüne geçtiğimdeyse olan bana oluyordu. Değerdi açıkçası; arkama aldıklarımdan biri kendi kanımdan bir günahsız, diğeri sevdiğim kadındı.

Berrin kucağında bir çocukla geldiğinde benim çocuğum olduğunu söylemişti. Süveyda'nın... Süveyda benden hamile kalıp bir çocuk dünyaya getirmiş, yetmemiş benden saklamış ve sanki çok hakkı varmış gibi başka birisinin kucağına bırakmış. Kendi kollarında olması gereken çocuğun yüzünü bile görmek istemeyip yabancılara teslim etmiş. Hangi kul beni bu yalana inandırabilirdi ki?

Çocuğa bakmak istediğini söyleyip ailenin elinden alan Berrin'e edecek bir teşekkürüm vardı ama Süveyda'nın doğurduğu bir çocuğa annelik yapması için ona verecek bir hakkım yoktu.

Kötü talihim peşimi bırakmıyordu, şansım kendini hep kötü olan taraftan yana kullanmak istiyordu. Istırapla geçen zaman, bizimle acımasızca dans ediyordu; bellerimizi kırdığında hissettiklerimiz gerçek bir acıydı.

Süveyda her şeyin sorumlusunu ben diye biliyordu, bana kızmakta haklıydı ama suçu olmayan bir çocuğu hem benden saklamaya hem de ona sahip çıkmayıp onu ortada bırakmaya hakkı yoktu, ona öfke duysam da Zeren'in 'bir annenin çocuğunu kolay kolay bırakmayacağına' dair söyledikleri üzerine Yadigâr'ın kapısını çaldım; Süveyda'yla konuşup çocuk için kendimize bir şans vermeyi isteyecektim. Zeren'i dinleyip o kapıyı çaldığım için öyle pişman oldum ki... Kendime binlerce lanet ettim.

Yadigâr'ın bana söylediği tek şey Süveyda'nın Arman Aryan'la yurt dışına çıktığıydı. Güzin'le de konuşmak istedim ama onu sık sık rahatsız etmem üzerine numarasını değiştirdiği için ona ulaşamadım, çünkü o da Süveyda'yla beraber gitmişti. Çocuğu sorduğumda Süveyda'ya sormam gereken hesabı Yadigâr'a sormuştum; Yadigâr Süveyda'nın bana duyduğu öfke için başlarda çocuğu aldırmak istediğini söyledi, sözleriyle yıkıldım. Ama geç kaldığı için çocuğu doğurmaktan başka seçeneği olmadığını ve ilaçlar kullanarak çocuğu düşürmeye çalıştığını söylediğinde daha büyük, daha sarsıcı, daha beter bir yıkım yaşadım. Yadigâr'ın ve Güzin'in Süveyda'yı engellemeleri üzerine çocuğu hiçbir şekilde yok edememesiyle çocuğu bir aileye sahiplendirme kararı aldığını söyledi Yadigâr. Ona bu teklifte bulunan kişiyse Güzin'miş. Ondan da nefret ettim; Berrin'in hamileliğini ve başka şeyleri gelip bana söyleyen o değilmiş gibi Süveyda'nın hamileliğini benden saklamıştı.

KENAN'DA BİR SÜVEYDAМесто, где живут истории. Откройте их для себя