2. YANGINA VURGUN

1.4K 68 18
                                    



KENAN'DA BİR
SÜVEYDA

2. BÖLÜM: "YANGINA VURGUN"



Geçmiş bir mezarlıktı; hiç kimsenin bilmediği ve görmediği duygularımızı kefenlediğimiz, toprağı olmayan bir mezarlıktı.

KENAN ŞEHZAT



Mart 2019

Kara kışın son haftaları.

Gün, silahların ve güllerin kavgaya tutuştukları bir zaman.

Saat; gecenin şafağa uzayan saatleri.

Nefretin düştüğü, aşkın çıkmaza savrulduğu dar bir vakit.

Süveyda'nın Kenan'la sınandığı, Kenan'ın Süveyda'la kanadığı sancılı bir kış gecesinden

Kış büyüsü değil, gönül çıkmazı.

Yürümeyi öğrendiğimiz zaman yalan söylemeyi de öğrendiğimiz bir dünyada yaşıyorduk.

Dışarıdan eve geldiğimde babamın, "Ne yaptın?" diye yükselen sesi kuvvetle kulaklarıma doldu. Başta kime kızdığını anlamamıştım ama neler olduğunu anlamak için kapı eşiğinde, elimde evin anahtarlarıyla beklemeye koyulduğumda çok kısa bir süre sonra İhsan'ın kan donduran sözlerini duydum. "Onu öldürdüm!"

Birini öldürmek istemek kavgalara karışmak İhsan gibi bir adamın kalıbıydı. Bu yüzden garipsememiştim. İşin garibi babamın sanki İhsan'ın ilk vukuatıymış gibi tepki gösteriyor olmasıydı. Fakat sonra biraz düşününce İhsan'ın öldürdüğü adamın babam için önemli biri olduğunu anlamıştım. Gürültü çıkartıp konuşmalarını bölmemek için olduğum yerden beklemeye devam ettim.

"Ne demek öldürdüm?" diye bağıran babam oldu. Salonda olmalıydılar sesleri uzaktan gelmiyordu.

"Öldürdüm işte, öldürdüm!" İhsan'ın sesinden sonra ayak sesleri duydum; ama babama mı aitlerdi yoksa İhsan'a mı seçemiyordum.

"İhsan, sana Kenan'dan uzak duracaksın demedim mi?" Babamın dudaklarından dökülen Kenan'ın ismi şiddetle kulaklarıma çarptığında kelimelerin taş niyetine kalbime çarptığını hissettim. Gözlerim parkelerin üzerinden kalkıp solana varan koridoru bulmuştu.

"Ben yapmasaydım o öldürecekti beni!"

Bir şehir ya depreme uğruyordu ya da zelzele yaşıyordu. Hengamenin tam içindeydim. Bir yanda kımıldamayan bedenim diğer yanda depremi an be an hisseden ayaklarım. Zelzeleye uğruyordum ama ayağımın altındaki toprak kaymıyordu.

"Emin misin öldüğüne?" babamın sesi biraz daha sakin çıkmıştı.

"Kalbine sıktım," diye daha sakince konuşan İhsan'dan sonra parmaklarım dudaklarıma kapandı. Gökyüzünün çatısı üzerime devriliyordu. Yeryüzü ve gökyüzü birbirine karışıyor da ben de arada eziliyor, sıkışıyor gibi hissediyordum. Hissettiğim, o sonsuzluğun içinde öyle bir yokluktu. "O an ölmemişse bile şimdiye çoktan ölmüş olmalı."

"Nerede vurdun?" diye hırsla konuşan babam olunca parmaklarım yüzümden uzaklaştı. Dikkatle onları dinledim. "Kenan şu an nerede?" babamın sesi biraz daha yükselmişti.

"Şu bizim yeni açılacak otel var ya," diye konuştu İhsan. "Otoparkta bıraktım."

Güzin mutfaktan çıkınca onunla göz göze geldik. O da olanları duymuştu ve sakın der gibi baktı.

KENAN'DA BİR SÜVEYDAWhere stories live. Discover now