27. Yaralar Kabuk Bağlamaz.

224K 8.6K 22.4K
                                    

Medya: Sert er ÖZNDMDMDMD

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Medya: Sert er ÖZNDMDMDMD

Bu arada dört milyon olmak üzereyiz, yeni gelenler aramıza hoşgeldiniz.

Yıldızlarınızı eksik etmezseniz sevinirim, satır aralarına da yorum atarsanız çok mutlu olurum.

Bölüme başlamadan önce küçük bir kalp bırakır mısınız:*)

Birini öldürmek mi istiyorsunuz?

Onu en zayıf noktasından vurmayı denediniz mi? Bir bıçak alıp sırtından vurmayı peki? Bunlar olamıyorsa, en etkili silah sessizliğinizdir. Birini öldürmek istiyorsanız sessiz olacaksınız ve onu umursamayacaksınız. Böyle yaparak öldürmek istediğini kişiyi etkisiz hale getirebilirsiniz.

Fakat ben birini öldürmek değil, süründürmek istiyordum.

Bu yüzden öfkemi açığa çıkarttım. Onu öldürmek istemiyordum, ben onu süründürmek istiyordum. Zamanı vardı elbette, yavaş yavaş hayatındaki her şeyi silip atacaktım. Tek başına hayat mücadelesinde yalnız kalacaktı. Onu yalnız bırakacaktım. Nefes alamayacaktı. Bembeyaz duvarların ortasında sadece o olacaktı.

''Gece.'' dedi Serter.

Odamızın içindeydik. Serter dün akşam eve gelir gelmez çalışma odasına gitmiş, yine kafasını kağıtlara gömmüştü. Yoruluyordu, bu aralar yorgun hissediyordu. O yüzden olabildiğince onu yormamaya çalışıyordum.

''Efendim.'' dedim.

Gözlüğünü çıkardığında, okuma gözlüğü komodinin üzerine bıraktı. ''Bir saat sonra uçağım var.''

''Özel jetin ile gitmeyecek misin?'' diye sordum.

Papatya çayının bulunduğu fincanı tüm parmaklarıyla sararak; ''Hayır.'' dedi dikkatli bir ses tonuyla.

''Neden?''

Derin bir nefes aldığında, kucağında bulunan kağıtları katlamaya çalıştı. ''Çünkü bakımda, bakımı yapılmayan hiçbir araca binmem. Özelikle hava yolu araçları tehlikeli oluyor.''

''Hım.'' Mırıldandım.

''Yaklaşık bir hafta birbirimizi göremeyeceğiz.'' Bu gerçek yüzüme tokat gibi çarptı. ''Biraz üzüleceğim açıkçası.'' dedi.

Yanına oturduğumda, açılan eteğimi düzelterek elinin üzerine elimi bıraktım. ''Birbirimizi görüntülü ararız, sana sürekli mesaj atarım.'' Özlem duygusuyla bütünleştiğim halde bir şeyler belli etmemek için özen gösterdim. ''Olmaz mı?''

Elimi dudaklarına götürdüğünde, oraya sıcak bir öpücük bırakıp beni mutlu etmişti. ''Seni görüntülü tabii ki ararım ama senin vizeler başlamıyor muydu?''

KALBE SAPLANAN OKWhere stories live. Discover now