42. Onu Hissetmek.

148K 6K 8.8K
                                    

Medya: Gece ve bebek

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Medya: Gece ve bebek.

(Cinsiyeti ile ilgili bir spoiler değil, sadece beğendiğim için paylaşmak istedim)

Merhaba!

Kalbe saplanan ok 11.5 milyon oldu. Gösterdiğiniz ilgi alaka için teşekkür ederim.

Rica etsem bu bölüm yorumlarınızı bol bol tutar mısınız. Yorumlarınıza kalp atacağım.

Yıldıza da basmayı unutmayın lütfen :*)

Instagram: Ebrununhikayeleri

Bölüme başlamadan önce buraya kalp bırakır mısınız:*)

Hayatım boyunca her zaman tek düşündüğüm şey insan kötüyse eğer ona bahşedilen kaderi de kötüdür.

Hep bunu düşündüm, hep böyle düşünmek zorunda bırakıldı zihnim. İnsanın kaderinin kötü olması kalbindeki kötü düşüncelere bağlıydı. İnsan kötüyse kaderi de kötüydü fakat zamanla bu düşüncelerim değişti çünkü kader denilen şey kitaplarda yazıldığı gibi basite indirgenecek kadar boş bir kavram değildi.

İnsan iyiyse aslında kaderi kötü oluyordu.

Buna inanıyor olmak beni bir bakıma da yükseklere tırmandığım uçurumdan atıyordu ve bu uçurum karşısında düşmanım diye nitelendirdiğim aile bağına sahip insanlar vardı. Onlar hep karşımdaydı. Onlar yüzünden bana bahşedilen kaderin kötü kalbimden dolayı olduğunu düşünüyordum.

Ömer Aktürk onlardan birisiydi.

Ömer'in yüzüne baktım. Gözlerinde bir anlam aramaya çalıştım ama ne yazık ki o anlamı bulamadım. Bomboş gözlerle bana bakıyordu. Oturduğu yerden kıpırdanmaya çalıştığında bile gözlerindeki o boşluk hissi hiç geçmemişti. O boşluk hissin içinde kalıp da yanmamak ne mümkündü? Gözlerinde öldürücü bir şeyler vardı. Tüm gerçekler ruhuyla birlikte gözüne yansımıştı ama insanı asıl öldüren şey; gözlerindeki öldürücü duygulardı.

Ömer'e baktım.

Ömer Aktürk. Babam aynı zamanda değil.

Onunla herhangi bir yakınlık hissetmiyordum çünkü ondan nefret ediyordum. 

''Öğrendin işte...'' Dudaklarında kuru bir gülümseme oluştu. ''Öğrendin her şeyi. Nasıl bir katil olduğunu, bir insanı öldürecek kadar öfkeli olduğunu öğrendin?''

Ellerimin titrediğini hissettim. Ellerim, gözlerim, ruhum...Her yerimde bir titreme oluşmuştu. Kıpırdamak istemiyordum, o an sadece oraya gömülmek istiyordum. Yağmur damlaları vardı cama çarpan. Hırçın yağmur damlaları izliyordu bizi. Ona baktığımda o yağmur damlalarının altında kanatlarımın kırıldığını fark ettim. 

KALBE SAPLANAN OKWhere stories live. Discover now