33. Çınar.

180K 7.9K 17.2K
                                    

Medya: Serter Güçlü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Medya: Serter Güçlü.

Kalbe saplanan ok 7 milyon oldu. Çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız. Kocaman bir aile olduk neredeyse 8 ayda.

Bölümü dışarıdayken atıyorum. O yüzden yazım yanlışlarına geceye doğru yorumlarınızı okurken bakacağım. Biliyorsunuz son dakika atıyorum. Yani son güne kadar yazıyorum.

Ve tiktok, Instagram gibi platformlarda yaptığınız editler için teşekkür ederim. Mümkün olduğunca hepsine bakmaya çalışıyorum.

Yorum yapmayı ve yıldızlamayı unutmayın aşklarım.

Bölüme başlamadan önce buraya kalp bırakır mısınız? :*)

Elimi göğsünün üzerine bıraktığımda Serter hâlâ uyuyordu. Onun uyanmasını istemiyordum ama saat öğleni geçmek üzereydi. Omzuna pansuman yapmalıydım. Kapanmış göz kapakları, aralanmış dudakları, sırt üstü uzanmış bedenine baktığımda çıplak kaslarını dokunarak okşadım. Omzundaki sargının küçük bir kısmı kanamıştı. Bu beni biraz üzdü.

Onu seviyordum.

Onu çok seviyordum.

''Serter?'' Seslendim.

Derin bir nefes aldı. Göğsündeki elimi avuçlayıp sertçe sıktı. Uyanmamak için büyük bir direnç gösteriyordu.

Onun bu hâline güldüm. Çok tatlı bir şekilde uyuyordu. Üstelik uyanmak da istemiyordu. Sanırım biraz fazla yorgundu. Elimde olsa onun tüm yorgunluğunu alırdım. Onun yorgun olmasına dayanamıyordum.

''Uyanır mısın?'' Yüzüne eğilip yanağından küçük bir öpücük çaldım. ''Serter?''

Gözlerini açar açmaz dudaklarında büyük bir gülümseme oluştu. Beni sabah sabah tepesinde gördüğü için mutlu görünüyordu. Elini gözlerine götürüp gözlerini ovaladığında sırtını doğrultarak kalkmaya çalıştı. Yatağın başlığına yaslandığında tekrar tekrar gözlerini ovalamıştı.

''Günaydın.'' dedi neşeli bir sesle.

''Günaydın.'' Gülümseyerek yataktaki battaniyeyi kaldırdım. ''Sabah oldu, sen uyanmadın. Gerçekten geç kalkıyorsun Büyükelçi.''

Üzerimdeki sutyene baktığında pembe renkteki sutyen dikkatini çekmiş olmalı ki sutyen askılığını parmağıyla yakalayıp hafif parmaklarında sıktı. Dudaklarını diliyle yalayıp sutyen askısını serbest bıraktığında kaşları çatıldı. Ne düşündüğünü merak ediyordum. Özellikle bu şekilde baktıktan sonra aklında ne geçiyordu acaba?

''Bu sutyen?'' Çatık kaşlarının sebebini merak ettim.

''Hava sıcaktı, daha doğrusu içerisi.'' Ellerimi saçlarıma atıp saçlarımı arkaya aldım. ''Ben de bununla dolaştım evde...'' dediğimde kaşları gittikçe çatıldı. ''Merak etme, evde çalışanlar dışında kimse yok. Bir tek sabah Bekir beni kapıda gördü, o kadar.''

KALBE SAPLANAN OKWhere stories live. Discover now