39. Unutulmuş Bazı Anılar.

171K 6.4K 9.2K
                                    

Medya: Naz Akbaş

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Medya: Naz Akbaş.

Selammmm.

Nasılsınız ne yapıyorsunuz? Nasıl gidiyor? Bugün moodum çok yüksek çünkü sizi özledim. Bir hafta atmadım ama sanki aylardır atmıyormuşum gibi geldi. Galiba buraya bu saatlerde bölüm atmaya alıştım.

Yorumlarınızı bekliyorum çünkü biliyorsunuz yorumlarınız en büyük motive kaynağım.

Beni Instagram'dan da takip edebilirsiniz Ebrununhikayeleri hesabım.

Ve kalbe saplanan ok 10.8 milyon :)) Teşekkür ederim.

Bölüme başlamadan önce buraya kalp bırakır mısınız:*)

Kabuslar.

Dün gece görmüş olduğum kabustan sonra arabama atlamıştım sabah. İki saat boyunca arabayı sürmeye çalışmıştım. O kadar kötü bir kabustu ki asla neden gördüğüme anlam veremiyordum. Mutlu bir şekilde uyanıp zihnimin her yerinde dolaşan kabusun amacı tam olarak neydi? Rüyamda İmge'yi görmüştüm. Elinde bir bebek vardı. Bebeği kucağında tutuyordu. Onunla yaşıt olan genç bir adama bebeği uzatmıştı. Bebeği adama uzattıktan hemen sonra tren istasyonuna giden yola doğru yürümüştü.

Üzerindeki kırmızı elbiseden kan akıyordu.

İmge karanlık bir yola gidiyordu.

Onu takip etmiştim. Nereye gittiğini merak etmiştim. Üstelik rüyamda ona bağırmıştım. Daha önce köprüde gördüğüm, sonra da durakta otobüse binen İmge yoktu. İmge karanlığın içine gidiyordu.

Sonra ne oldu hatırlamıyordum. Terli terli uyanıp duşa girmiştim. Serter ise o sırada uyuyordu.

Gördüğüm en dehşet verici kabus değildi fakat en gizemli olduğu aşikârdı. Birinin vedasına şahit olmuştum. Peki neden İmge? Neden onu rüyalarımda görüyordum? İmge gitmişti. İki ya da üç kez gördüğüm kız; uzun bir aradan sonra neden rüyama girmişti?

Telefonum çalıyordu.

Farklı bir numara.

Kırmızı ışıkta araba durduğunda telefonu elime alıp açtım. ''Alo.'' dedim tiz bir ses tonuyla.

''Gece?''

Ömer Aktürk aramıştı. Normalde de en uygunsuz zamanda aramayı biliyordu. Onun bu hâline alışmak zorundaydım.

''Efendim.'' dedim.

''Sabah uyanır uyanmaz aklıma geldin. Sen ne hayırsız bir şey çıktın? İnsan babasını aramaz mı? Beni üzüyorsun.'' Dudaklarından bir kahkaha döküldüğünde Ömer'in gününde olmadığını anladım. ''Bak bayram yaklaşıyor. Gel ziyaretime elimi öp, sana harçlık veririm. Hem insan babasına saygı göstermez mi evladım?''

KALBE SAPLANAN OKWhere stories live. Discover now