50. Dostluk.

111K 5.4K 11.5K
                                    

Medya: Serter Güçlü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Medya: Serter Güçlü.

Merhaba!

Kalbe saplanan ok 14.5 milyon oldu, ilginiz için teşekkür ederimm.

Yeni bir kurgu yayımladım (Bir çiçek bin çiçek)  ona da bakmayı unutmayın aşklarımm.

Instagram: Ebrununhikayeleri

Yazım yanlışına bakmadım hiç, sizinle birlikte kontrol edeceğim.

Yorum sınırı koymak istemiyorum ama 7-8 bin yorum gelirse sevinirimmm.

Bölüme başlamadan önce buraya kalp bırakır mısınız:*)

Kaybolmak.

Bazen bir dostun sırtına sapladığı hançer, bazen bir dostun yaralayıcı sözleri, bazen bin dostunun yapamadığını bir dostunun yapıp seni mahvetttiği gerçekler...Hangisi daha acı vericiydi bilemiyordun, hangisi senin göğsüne kurşun saplıyordu göremiyordun. Bir şeyler değişiyordu ya da sen değişmesine izin veriyordun.

Bazen kalbindeki yarayı deşer dostların, sen göremezsin olan biteni. Suçlarsın kendini bir gece vaktinde hissedemediğin satırlarda veya şiirlerde. Dostların yaralar kalbini, ömür boyu hesabını ödersin büyük bir nefret duyarak.

Bazen yaralar insanı yara aldıran.

Bazen göremezsin gerçekleri, bilmezsin asla, orada olduğunu hissedemezsin. Sanrılar alır her yerini bir kuş gibi kanat çırparak ölürsün. Dostun yoktur, hayatın yoktur, seni alıp mahvetmiştir bazı gözler. Sen orada onu değil, kendi aynandaki benliğini bulmuşsundur. 

Nefes alamıyordum gibi hissediyordum. Şu an burada oturmuş aşağıdaki konuşmanın bitmesini bekliyordum. Bir yandan da içimde büyük bir kaygı hissediyordum. Bu kaygının sebebini biliyordum. 

Serter, Naz ve Bekir aşağıdaydı. Serter, Bekir'in söylediklerinden sonra beni çalışma odasına çıkarmıştı. Tam olarak ne olduğunu tahmin ediyor olsam da Serter benim her şeyi duyup mutsuz olmamı istememişti. Onun sözünü dinleyip çalışma odasında onların konuşmasının bitmesini beklediğimde sırada içimdeki kaygının da aynı dozda ilerlediğini fark ettim.

Bekir'in kurduğu cümle her ne kadar gerçek gibi gelmese de bu ihtimali düşünmeyi bile zihnimden geçirmek istemiyordum ama olmuyordu, işte olmuyordu...

Bu durum beni mahvederdi, bu durum beni mahvetmeye yetiyordu...İnanmak istemiyordum, gerçek anlamda ön yargılı davranıp inanmak istemiyordum. Naz benim dostum, en iyi dostumdu. Her ne kadar birçok şeyi ondan gizlesem de o benim dostumdu. Biz birbirimize sırtımızı yaslardık. Birbirimizin dertlerini dinlerdik. Sırtıma bir bıçak sapladığına inanmamalıydım.

KALBE SAPLANAN OKWhere stories live. Discover now