BÖLÜM 2: TESADÜFÜN BÖYLESİ

39.5K 2.2K 853
                                    

YİNE ÜZGÜNÜMLÜ BİR CÜMLE :) DÜN GELECEKTİ BUGÜN GELDİ :) HİKAYEYİ TAM ANLAMIYLA KURGULAMAKLA MEŞGULDÜM ARKADAŞLAR. HER NEYSE ARTIK HER CUMA VE SALI BÖLÜM GELECEK BAZI HAFTALAR BİRE DE DÜŞEBİLİR BÖLÜM SAYISI AMA YENİ BAŞLADIĞIMIZ İÇİN İKİŞER BÖLÜM OLACAK HAFTADA.

SONRACIMA BENİ TAKİP ETMEK HİKAYELERİMDEN,HAYATIMDAN HABER ALMAK, BÖLÜMLER PAYLAŞILMADAN KISA FRAGMAN MİSALİ KESİTLER GÖRMEK İSTERSENİZ BU HESAPLARI TAKİP EDEBİLİRSİNİZ:) 

İNSTAGRAM: https://www.instagram.com/okay.sinem/  HESAP YENİDİR :)

SNAPCHAT: sinem_okayy

WHATSAPP GRUBU KURMAYI DÜŞÜNÜYORUM :) GRUPTA OLMAYI İSTEYENLER BENİMLE ÖZELDEN İLETİŞİME GEÇSİNLER LÜTFEN :) YORUMDA TEL NUMARALARI DOLAŞTIRIP HERKESİ GÖRMESİNİ SAĞLAMAYALIM ÖZEL BİR ŞEY SONUÇTA :)

OY VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN! LÜTFEN HERKES BEĞENDİYSE OY BUTONUNA BASSIN. OKUNMA SAYISI 200 OY 19 FALAN OLUNCA İNSAN BİRAZCIK ÜZÜLÜYOR :(

Ö-PÜL-DÜ-NÜZ :)

Barış'ın bakış açısından;

Çocukluğumun geçtiği odamda tek kişilik yatağımın üzerinde oturuyordum. Sanki daha önce görmemiş gibi odadaki tüm eşyaları tek tek elimden geçiriyor, burada hiç yaşamamışım, bütün bu eşyalar başkasına aitmişçesine heyecanla inceliyordum onları. Kaybolmuş bir hazineyi bulmuş kâşiften beterdi halim.

Gece boyunca süren bu ruh halimin, zorla daldığım bir uykudan sonra beni terk etmesini ummuştum lakin bu anca bir hayal olarak kalmıştı. Ruh halim çocuk Barış'ı canlı tutmakta ısrarlıydı ve odaya geri dönebilmek için Eronat ailesince yapılan bir kahvaltıda tabağını hemencecik bitirip kaçmaya çalışmıştı. Ne yazık ki annem tarafından –haklı olarak- tutulmuştum ve boş durmamak için normalden daha fazla yiyip öğle yemeğini de aradan çıkarmıştım. Kahvaltıdan sonra annem ile evin erkeklerinden ikisini göndermiştik. Babam işe, Savaş ise sözde okul için kitap almaya gidiyordu. Söylediğine zerre kadar inanmamakla birlikte kitapların en az birinin sarışın mavi gözlü olacağından emindim. Savaş'tı bu. Benim on sekiz yaşındaki ergen kardeşim. Beni hiç şaşırtmazdı.

Nihayet odama dönebildiğimde yaptığım ilk hareket hızla koşarak kendimi yatağın üzerine atmaktı. Bunu küçükken çok sık yapardım ve belli bir yaştan sonra gelişimim, diğer çocukların düzeyinden fazla olduğu için bir keresinde yatağımı kırmıştım. Bu beni hiç geride tutmamıştı. Kızılsam da bildiğimi okumaya devam etmiştim.

Dakikalar sonra oturmak sıkıcı geldiğince ayağa kalktım, odanın içerisinde yapacak bir şeyler aradım. Çaresizce etrafa bakınırken gözlerim pencereye ilişti. İçimden bir ses oraya gitmemi söyledi, adımlarımı pencere kenarına yönlendirdim. Perdeyi araladım. Oradaydı. Deniz Okyanus...

Kaşlarım yaşadıklarım doğrultusunda bilinçaltımın gönderdiği emirle çatıldı. Bu kızı tanımama rağmen olmadığını iddia ettiğim tüm ön yargılarım bana bu tepkileri verdiriyordu. Deniz Okyanus ön yargılarımın beden bulmuş haliydi.

Sokağın imar planınca evlerimiz birbirinin yansımasıydı. Bizim bahçemiz onların evinin karşısına denk geliyordu, onların bahçesi bizim evimizin karşısına. Deniz bir video çekiyordu. Masanın üzerinde duran kameradan ve bahçede tek olmasına rağmen konuşmasından bu anlaşılıyordu. Yaklaşık bir dakikamı videonun ne hakkında olduğunu anlamaya çalışarak geçirdim. Elinde bir kürek tutuyordu, başında yaz olmaması ve güneşin çok ısıtmamasına rağmen bir şapka vardı. Bir de kameranın yanında duran altları siyah poşetle sarılı çiçekler... Gözüme sonradan çarpan bu ayrıntı tüm ipuçlarını bir araya getirdiğimizde videonun konusunu açığa çıkarıyordu. Bir çiçek ekme videosu çekiyordu. Hal ve hareketlerinden onunda ne yaptığını bilmediğini söyleyebilirdim. Saçma ve nedensiz bir şekilde onu izlemeye devam ederken gerçekleşen bir olay beni kahkahalara boğdu. Yüzünü göremediğim kızıl saçlı bir kız Deniz'in başından bir kova dolusu toprak döktü. Evet, bu hala bir şaka videosu değil, bir çiçek ekme videosuydu. Beni de güldüren buydu zaten.

@FENOMENNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ