BÖLÜM 61: FİNAL PART 2

11.4K 680 157
                                    

KATİL UŞAK OLMAYABİLİR YARIN GELECEK. BEKLEME İÇİN ÜZGÜNÜM.

VE GELELİM BU PARTTA YÜZÜMDEKİ GÜLÜMSEME YAZARKEN HİÇ SİLİNMEDİ UMARIM SİZDE BOL BOL GÜLÜMSERSİNİZ.

PART 3 DE GÖRÜŞMEK ÜZERE.

BU BÖLÜMÜ DE 200 OY YAPALIM.

OYLAMAYI YORUMLAYI BENİ TAKİP ETMEYİ HİKAYEYİ ÖNERMEYİ UNTUMAYINIZ.

ÖPÜLDÜNÜZ.

4 yıl sonra...

DENİZ'İN BAKIŞ AÇISINDAN;

Merdiven basamaklarını ikişer üçer tırmanırken bir çocuk gibi şendim. Elimde tutuğum rulo haline getirilmiş, kırmızı kurdeleyle bağlanmış kâğıt parçası elime aldığımdan beri adeta, özgürlüğümün, yeni bir hayata başlangıcımın simgesi haline gelmişti. Elimde hissettiğim her dakika gülümsemem kulaklarıma vardırıyordu.

Büyüyordum, büyüyeceğim derken büyümüştüm. Artık yirmi iki yaşında, mezun, düğününe iki gün kalmış bir genç kızdım ve bu olup bitenler bu denli hızlı gelişmesine rağmen bana bu denli doğru gelemezdi. Doğru zamandı, doğru mekândı, ne eksik ne de fazlaydı.

Basamaklar bitip kata ayağımı bastığımda açık kapıya yaslanmış beni bekliyordu. Onu bu kapıda görmeye o kadar alışmıştım ki hepi topu iki gün sonra o kapıda onu bekleyenin ben olacağımı düşünmek bana hem garip hem huzur verici geliyordu. Onu seviyordum. Geçen dört yıl boyunca benliğimde, bedenimde tek değişmeyen şey buydu ve ben değişmeyen, aynı kalan değerlerin beni bu kadar ben yapacağını bilmezdim.

Sabırsızca gelmemi bekleyen açık kollarına atladım.

"Mezun oldum!"

Barış beni sıkıca sarıp havada tuttu. Sarılı kaldığımız dakikalar boyunca kokumu içine çekiyordu. Bu koca adamın kolları dört yılın getirdiği değişiklik ile beni daha sıkı tutuyordu. O da benim gibi büyümüştü. Ona her baktığımda artık o genç, delidolu youtuber dan çok yirmi altı yaşında olgun bir adam görüyordum. Her anımda yanımda olan, beni sahiplenen, dayanağım sığınağım, can yoldaşım, benim koca adamım.

"Yanına gelmemek için kendimi zor tuttum." Koca elleri yüzümü kavrayıp dudağıma bir öpücük kondurdu. Dört yıl içerisinde Barış'ın öpücüğü bile değişmişti. Artık daha sahiplenici öpüyordu beni. Öyle bir öpüyordu ki her dokunuşunda onun olduğumu bir kere daha anımsatıyordu bana. Onun ve daima onun olacağımı.

"Sadece belge almaya gittim." Gözlerine bakarken hissettiğimin tarifi bile yoktu. "Yalnız başıma da gayet iyi becerebildiğimi düşünüyorum." Munzur bir şekilde sırıtarak elimdeki belgeyi salladım.

"Bebeğim başaramayacağından kuşkum yoktu zaten." Beni içeri çekip kapıyı kapattı. İçeriden mis gibi kahve kokusu geliyordu. "Sadece her anında yanında olmak istiyorum biliyorsun."

"Biliyorum aşkım ama buraya gelmene gerçekten gerek yoktu. Mezuniyetimde vardın zaten." Yanağına bir buse kondurup ruj olan yeri elimle temizledim. İçeriye ilerledikçe artan kahve kokusu aklımı çeliyordu.

"Ben de videoları montajlıyordum" dedi Barış. Üçlü, mükemmel derecede rahat kanepeye çöküp beni de kucağına çekti. "Öyle boş kaldım. Malum hazırlıklar da bitti." Gülümsemem ufak bir tebessümden ibaretti. Bu adamın hala kocam olacağına inanmakta güçlük çekiyordum. Dört yıl önce verilmiş bir söz, iki gün sonra gerçekleşecekti ve ben hala bir rüya da olduğumu sanıyordum. Barış uzun uzun yüzüme bakıp saçımı okşadı. Dokunuşu ile gözlerim kapandı, cennetin kapıları aralanmıştı sanki. "Karım mı olacaksın sen şimdi benim." Tatlı tatlı başımı salladım. "Her sabah bu evde uyanınca seni yanımda göreceğim. Beraber kahvaltı yapacağız. Günümüzü ayrı geçirmek zorunda kalsak da akşam yemeğimizi beraber yiyeceğiz ve gece uyumadan önce bol bol" Omzuna sertçe vurduğumda başını geriye yatırıp kahkaha attı.

@FENOMENWhere stories live. Discover now