BÖLÜM 44:GİDİŞATA DUR DEMEK

13.1K 827 47
                                    

FENOMEN İÇİN ÖZEL BİR BÖLÜM YAZDIM. SÜRPRİZ :D ÖZEL BÖLÜMÜ PROFİLİMDE PAYLAŞTIĞIM RENKSİZ DİYARLARA KİTABINDA BULABİLİRSİNİZ. HİKAYE GİDİŞATININ BOZULMAMASI İÇİN BÖYLE BİR ŞEYE BAŞVURDUM.

2 BÖLÜM FENOMEN+ 1 BÖLÜM KATİL UŞAK OLMAYABİLİR? DÜŞÜNCELERİNİZ :D

BENİM İÇİN YOĞUN MU YOĞUN BİR HAFTAYDI. ÜÇ BÖLÜM ÜZERİNE SINAVLAR. İYİ HAYATTA KALDIM :D  AMA  MUTLUYUM ÇOK :D

HİKAYEYİ OYLAMAYI/YORUMLAMAYI/BENİ WATTPAD'DE TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN. 450 TAKİPÇİYE AZ KALDI. ELLERİNİZDEN ÖPER :D

BURADAN DA KATİL UŞAK OLMAYABİLİR'E HADİ BAKALIM :D

Ö-PÜL-DÜ-NÜZ.

DENİZ'İN BAKIŞ AÇISINDAN;

Okulun koridorlarında yürürken tedirgindim. Bugün üzerime yüklenmiş ayrı bir sorumluluk vardı ki bu sorumluluğum yükü omuzlarıma binmiş beni ruhen kamburlaştırmıştı. Bu işi batıramazdım. Günlerdir ilk kez elimizde elle tutulur bir bilgi, bu gidişata dur demek için adam akıllı bir planımız, her şeyi yoluna koyup eski şen şakrak, tek amacımızın video çekip yüklemek olduğu günlere dönmek için bir şansımız vardı. Kameramı özlemiştim. Kendimi karşısına geçip kayıt tuşuna bastığımda özgür hissettiğim o siyah dikdörtgen objeyi özlemiştim. Ben hayatta çok fazla bir şey özleyen biri değildim çünkü sahip olduklarımın bilincinde bireydim ve onları kaybetmemek için elimden gelenin iki katı çabayı göstermekten çekinmiyordum. Şimdi ise birileri en çok sevdiğim şeylerden birini elimden almaya çalışıyor, elimden alamasa bile onu sekteye uğratıyordu. Yeterdi. Bu son bulacaktı.

Attığım her adımda ayakkabılarım taş zeminde ses çıkarıyordu. Bugün kendime ayrı bir özen göstermiş, yapacak olduğum olası bir görüşme için gayet resmi, şık giyinmiştim. Stiletto tercih edeceğim bir ayakkabı olmasa da Derya "moda" zevkini konuşturmuş kılığımın çoğunu şekillendirilmişti. Sabah giymek için çıkardığım yeşil dar paça pantolon, beyaz uzun kollu kazak Derya'nın odaya girmesiyle birden siyah dar paça kumaş pantolona, siyah kolları transparan bluza dönüşmüştü. İtiraz etmeye hakkım da mecalim de yoktu. Eğer amacımıza iyi bir şekilde hizmet edecekse okul koridorlarında küçük kadın gibi gezmeye, yanı başımdan geçip giden herkesin başını çevirip bana bakmasına göz yumacaktım. Yanımdan geçip gidenlerin bakmasının nedeninin kıyafetim değil tanınan bir şahıs olmamdan kaynaklı olduğunu söyleyerek kendimi teskin ediyordum. Bunun tamamıyla kıyafetimden kaynaklandığını yanımdan geçmekte olan bir erkeğin düşme tehlikesi geçirmesiyle adımın Deniz Okyanus olması gibi kabullenmiştim.

İlerideki sınıftan Melih'in çıkmasıyla durdum. Kapıdan arkadaşları ile birlikte konuşa konuşa çıkmış, beni fark etmemişti. Bir anlık heyecanla elim ayağım titredi, biri saat kaç diye sorsa her şeyi dökülüp anlatıverecektim. Neyse ki bu ruh hali geçiciydi. Bir saniye önce tir tir titreyip, endişeden paniğe kapılan bedenim şimdi akla mantığa sığmayacak derecede sakindi. Nasıl becerdim bende bilmiyordum.

"Fısıltı kraliçesinin sitesinde çıkan haberi gördün mü?" dedi bir kız arkadaşıyla yan yana yürürken. "Deniz Okyanus ile Barış Eronat bugün evleniyorlarmış! Hatta şu dakikalarda nikâh dairesindeler..." Kız beni görünce duraksadı. "Miş." Diye tamamladı cümlesini. Benim hakkımda konuşurken yakalandıkları için utanmış göründü. O utançtan kıpkırmızı olmuşken ben gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Bu yalan haberden dolayı Derya'nın kariyeri bu haberden dolayı ufakta olsa bir zarar alacaktı lakin bundan sonra olacaklar ona o sağlam adımlarla tırmandığı basamakları üçer beşer, onar atlatacaktı. Kim bilir belki de sadece Türkiye'nin değil başka ülkelerin fısıltı kraliçesi olabilirdi bu sayede. Aklımdaki düşünceleri bir kenara itip ana odaklandım. Rolümü iyi oynamalıydım. Her şey ama her şey buna bağlıydı.

@FENOMENWhere stories live. Discover now