BÖLÜM 7: FOTOĞRAF KRİZİ

27.4K 1.5K 97
                                    


BEN GELDİM :) BİR GÜN GECİKMELİ OLARAK. MARUZ GÖRÜN ARTIK :)

YORUMLARINIZI VE OYLARINIZI EKSİK ETMEYİN.

GERÇEKTEN BİR KERE OY BUTONUNU BASMAK ZOR DEĞİL. BEĞENDİYSENİZ HİÇ DEĞİL.

SEVİLİYORSUNUZ.

Ö-PÜL-DÜ-NÜZ!


DENİZ'İN BAKIŞ AÇISINDAN;

"Ahh!"

Elimle başımı tutarak zorla doğruldum. Gözlerim aniden uyanmanın etkisiyle doğru düzgün görmüyordu. Başımda keskin bir acı vardı. Sanki biri başıma sert bir cisimle vurmuştu. Elimle acıyan kısmı ovuşturdum, anlımın avucuma değdiği yeri göz hizama getirip baktım. Avucum bir aynaymış da alnımın durumunu veya acının yüksekliğini avucumdan görebilecekmiş gibi...

Yavaş yavaş ortama odaklandığımda yatakta oturan Ayşe ile göz göze geldim. Gözlerimiz birbirine değdiği anda Ayşe, emdiği emziği ağzından çıkardı. Emzik ağızından çıkarken cuk sesi çıkarmıştı. Gözlerini kırpıştırarak tatlı tatlı bana bakıyordu. Elinde tuttuğu oyuncağı fark etmemle kaşlarım çatıldı. Anlaşılan baş acımın sebebi bu küçük hanımefendiydi.

Uzanıp elindeki oyuncağı kendi elime geçirdim ve bir elim belimde, tuttuğum oyuncağı havada salladım. Hesap soruyordum lakin Ayşe onunla oynadığımı düşünmüş olacak ki güldü. Ellerini uzatıp oyuncağı almaya yeltendi. Uzanırken küçük vücudu dengesini koruyamadı ve yüzüstü yatağa düştü. Bebekler bu kadar şapşik olmak zorunda mıydı? Kollarından tutarak onu kaldırdım ve oturttum. Oyuncağı kucağına bıraktım. Duvarda asılı saate baktığımda saatin sabah sekizi gösterdiğini gördüm. Uyuduğum vakti bilmiyordum ama muhtemelen çat patlasın dört saat uyumuştum. Ayılmak amacıyla yüzümü ovuşturdum. Bakışlarım kapıda kilitlendi. Derya elinde telefonla dikelmişti. Ne olduğunu anlamam birkaç saniyemi aldı. Benim akıllı ikizim fotoğraflarımı çekiyordu.

"Hemen sil onları" dedim dizlerimin üzerinde dikelerek. Dikelirken yastığımı da tutmuştum. Saldırıya da savunmaya da hazırdım. Derya dilini şaklattı. Sinirle gözlerimi yumdum. Artık yastığı daha bir sıkı tutuyordum.

"Sana onları sil dedim!" Derya sesimdeki tehditten olabilecek tehlikeyi sezdi ama geri adım atmadı. O sözümü dinleyip fotoğrafları silip olayı kapatmak yerine beni şaşırtmayarak üzerine gitmeyi seçti. Parmağı telefonun ekranına bir kez daha değdi ve yüzümde flaş patladı. Bu bardağı taşıran son damlaydı. Yataktan hışımla kalktım, elimdeki yastıkla birlikte Derya'yı odanın içerisinde kovalamaya başladım. Derya benden kaçarken çığlıklar atıyor, bazen de geri geri giderek elindeki telefonun flaşının yüzümde patlamasına neden oluyordu. Benden kurtulmak için sandalyenin etrafından dolaşıyor, yatağın üzerine çıkıp diğer tarafa gidiyor, ben de bu komik yolculukla değerli yastığımla peşinden ilerliyordum. Bilmem kaçıncı kez aynı saçma yolu arşınlarken ikimizde olduğumuz yerde kalakaldık. Asıl fotoğraf çekilmesi gereken zaman bence buydu çünkü ikimizde oldukça komik bir haldeydik. Karşımızda duran ayna bunu apaçık gözler önüne seriyordu. Derya savunma yapabilmek için yatağa uzanmış ve yastığı yüzüne tutuyordu bense yanında elimdeki yastığı onun yüzüne indirmek için bekliyordum. Ayşe ise kahkahalar ile gülüyordu. Bizi durduran da buydu ya zaten.

"Bir de utanmadan gülüyor insafsız" dedi Derya toparlanırken. Kalkarken bir hamlede yatağın üzerinde başıboş duran telefonu kapmayı ihmal etmemişti. "İnsan bir yardım eder"

@FENOMENWhere stories live. Discover now