BÖLÜM 60: FİNAL PART 1

10.7K 673 113
                                    

TAM YOUTUBE'A GİRERKEN BÖLÜMÜ ATMADIĞIMI FARK ETMEK... TAM REZİLLİK :)

NEYSE İYİ OKUMALAR CANLARIM. SON BÖLÜMLERE YORUM VE BEĞENİ REKORU İSTİYORUM. EMİNİM Kİ BU BÖLÜMÜ 300 BEĞENİYE ULAŞTIRABİLİRİZ. YAPAR MIYIZ Kİ?

OYLAMAYI/YORUMLAMAYI/ÖNERMEYİ/PAYLAŞMAYI/BENİ WATTPAD'DE TAKİP ETMEYİ UNUTMAYINIZ.

ÖPÜLDÜNÜZ.

BARIŞ'IN BAKIŞ AÇISINDAN;

"Nereye gidiyoruz?" diye sorarken tökezledi. Onu sıkıca tutup düşmesini engellemek benim için keyifliydi. Yüzümde tutamadığım bir gülümseme vardı ve attığımız her adımda bu gülümseme genişliyordu.

"Sürpriz" dedim. Önündeki taşa takılıp düşmemesi için onu hafif sağa çektim. Şu an can güvenliği tamamen benim ellerimdeydi.

"Arabadan indiğimizden beri bunu söylüyorsun. Gözlerimi de bağladın! Bir dakika..." Sessizliği duraksamamıza neden olmadı. "Beni kaçırıyor musun sen adam!" Küçük çaplı çığlığı kahkahamla son buldu.

"Seni kaçırmak istesem emin ol böyle prodüksiyonlara girmem güzelim. Omzuma attığım gibi götürürüm. Hem niye kaçırayım ki ben seni?"

"Ha kaçırmaya değmezsin diyorsun yani." Gözleri kapalı, tamamıyla bana bağlı olmasına rağmen, bu halde bile trip atabiliyordu. Ah şu Deniz Okyanus! Benim küçük tatlı belam...

"Hayır, güzelim. Benimsin diyorum. Zaten benim. Neden kaçırayım seni? Can sıkıntısı için mi?"

Deniz'den cevap gelmedi. Varış noktamıza dakikalar kala artan heyecanım ağzımdan birkaç kelimeyi kaçıracak gibi olsa da, büyük bir ustalıkla onları yerlerinde tuttum. Her şey planladığım gibi ilerliyordu. Herkes yapması gerekeni gayet iyi kavramış, çıt çıkarmadan koca alanda bizi bekliyordu. Ellerinde tuttukları pankartların birkaçına gözüm takılıp okuduğumda gülümsemem sırıtışa yükseldi.

Bunun için çok uğraşmıştım. Bu anın bizim için özel, bizim için unutulmaz olmasını istiyordum. Yaptığım şey bir nevi çılgınlıktı ve ben bunu yapmak için can atıyordum çünkü o bunu hak ediyordu. Ona gökyüzündeki tüm yıldızları tutup indirsem, tüm yakutları önüne sersem, tüm iltifatları ona arka arkaya söylesem yetmezdi. O birdi. O eşsizdi ve umarım biraz sonra olacakları beğenecekti. Umutlarım bu yönde, dualarım peş peşeydi.

Yürümeyi kestiğimizde Deniz çıtını çıkarmadan bekledi. Ellerim usulca havaya kalktı. Göz bandının düğümünü açmaya koyuldu. Koca alanı dolduran kalabalık sabırsızca yaklaşmakta olan sahnelerini bekliyorlardı. Göz bandının yere düşmesiyle koca kalabalık hep bir ağızdan çığlık attı. Deniz şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemeden öylece dikeldi. Benimkine oranla küçücük elleri ağzını kapattı. Etrafına bakındı. Yere diz çökmüş beni bile sonradan fark etmişti. Gözleri kocaman açıldı.

"Geçenlerde oturmuş seni ne kadar çok sevdiğimi düşünüyordum. Sonra aklım seni neden bu kadar çok sevdiğimi sorgulamaya koyuldu. Nedenler çok, hepsi dillendirilemeyecek kadardı. Yatakta öylece uzanmış bu nedenler yüzümü gülümsetirken bu gülümsemeye aşık olduğumu fark ettim. Bu gülümsemenin dünyadaki en güzel şey olduğunu anladım ve kendi kendime dedim ki "bu gülümsemeyi kaybedersen ecelinin gelmesini bekleme sen ona git." Deniz şaşkınlıktan kalakalmış, bir çift kelime dahi edemiyor, sadece dinliyordu. Dinledikçe sulanan gözleri beni kahretse de bunların mutluluk gözyaşı olduğundan emin bir şekilde sürdürdüm konuşmamı. Söylemem gerekenler önemliydi çünkü. Evet, bencillikti bu ama öyleydi. Bunları duymalıydı. "Ondan sonra seninle neler yapmak istediğimi düşündüm. Liste bir öncekinden de uzun, onlarca sayfayı dolduracak kadar çoktu. Bunları ne zaman yapacağız diye düşündüm? Bir gün yetmezdi ki buna, bir ay, bir yıl... Anca bir ömür kaldırırdı bunu. İşte bu düşünce bana bunu yaptırdı sevgilim." Elimle ayakta dikilmiş tüm kalabalığı gösterdim. "Onca insanı buraya toplatan bu oldu." Deniz gözünden akan bir damla yaşı elinin tersi ile sildi. "Seni seviyorum. Sana aşığım. Eğer hayatımda bir kadına yer vereceksem o senden başkası değil çünkü sen canımsın, kanımsın, diğer yarımsın. Gelecekteki karım, çocuklarımın annesi, yoldaşımsın." Deniz daha fazla ayakta duramayacak hemen önümde diz çöktü. Yüzlerimiz bir hizada, öylesine büyülü bir an yaşıyorduk ki etrafımızdaki kalabalık kayboluvermişti bir anda. Deniz o sıcacık avcunu yüzüme bastırdığında başımı çevirip avuç içini öptüm. "Burası babamın anneme evlenme teklif ettiği yer. Yıllarca hep buraya geldiğimde ben de bir gün eş olarak seçtiğim kadına burada evlenme teklif edeceğimi hayal ettim. Şimdi daha iyi görüyorum ki... Hayaller gerçek olmak içinmiş. Hayalimi gerçekleştir misin Denizkızı? Burada böyle çökmüş, karşında savunmasızken bunca insanın karşısında sana yaptığım teklifi kabul eder misin? Ha? Benimle evlenir misin?"

@FENOMENWhere stories live. Discover now