Kapı Zili

72.2K 1.6K 424
                                    

►Merhaba. :) Bu küçük notu sonuna kadar okursanız sevinirim.Şimdi bu hikayeyle birlikte 92 hikaye paylaşmış olacağım.Ve ben Kısa Korku Hikayeleri'ni 100. hikayede sonlandırmak istiyorum.Ama bu sefer kesin son.Fikirlerinizi merak ediyorum.Ve daha geçen yaz, kurgusu üzerinde düşündüğüm bir hikaye vardı, yazmaya yeni başladım ve bir kaç bölüm oldu sadece.Bu kitap sonlandıktan sonra ona başlamak istiyorum henüz paylaşma konusunda karar vermiş değilim.Zaten eğer paylaşmaya karar verirsem kullanıcı adım değişecek.Siz ne düşünürsünüz bilmiyorum ama şimdilik planlarım böyle. :) 

Yaklaşık beş yıl önce, annem birisinin sürekli kapı ziline basmasından dolayı şikayetçiydi.Her zaman ısrarla iki, üç saat aralıklarla geceleri zili çalıyordu.Annem ilk başlarda onun dışında kimsenin duymamasına şaşkındı, bu yüzden o her gece yataktan kalkar, koridora yürür ve kapıyı açmadan sorardı. "Kim var orada ?" Tek cevap sessizlik olurdu.

İki yıl önce kapıda gözetleme deliği yoktu, bu yüzden sadece kapının arkasındaki adımları ve hışırtıları duyabiliyordu.Soru sorduğunda ise yine sessizlik...Ve annem kapıyı açmaya cesaret edeceği sırada her zaman vazgeçiyordu ve yatağa geri dönüyordu.

Sabah işe gitmeden önce annem babama olanları anlattı.Ama babam işin şakasına vurup hayalet olduğunu söyledi.Annem bu konuda şaka yapılmayacağını söylese de babam ciddiye almadı.

Bu tuhaf düzenli zil sesini bende arada duymaya başlamıştım. Geçen yıldan beri geceleri uyuyamıyorum.Karanlıkta sadece tavana bakıyorum ve saatin sesini dinliyorum.Böyle geceler oldukça sıkıcı.Güneşin ilk ışıklarını bekliyorum ve ancak öyle uyuyabiliyorum.Uyku hapları almayı veya çeşitli bitkisel çaylar içmeyi denesem de bir faydası olmadı.Gece yani uyuyacağım zaman tam anlamıyla acı çekiyorum.

Bu uykusuz gecelerden birinde gece kar yağıyordu.Dairede tek başıma kalıyordum.Annem ve babam büyük anneme ziyarete gitmişlerdi ve gece başlayan kar nedeniyle otobüs seferleri iptal olmuştu.Ben genelde sabah okula gideceğim için bir saat önce uyurdum ama bu gece bir saat daha geç yattım uyuyabilmek için.Ama yine uyuyamadım.Yorganı üstüme kadar çektim, yastık ile başımı örttüm...Ne yaptıysam tüm girişimlerim başarısız oldu.Sadece güneşin doğacağı zamanı bekledim.Aniden bir ses ile ürperdim - kapı zili çaldı.Çok tiz bir sesle.Ayrıca sanki birisi komşuları uyandırmak istermişçesine durmadan zile basıyordu.Ailemin eve geldiğini düşündüm ve ön kapıya koştum.Zaten otomatik olarak "Kim var orada ?" diye sordum kapı kilidini açmadan önce.Cevap yok.Kapı zili aynı ısrarıyla yine çaldı.

"Kim var orada ? Cevap ver. "

Sessizlik yine tek yanıttı.Dinledim- kapı dışında hiçbir ses yoktu.Ve sonra titredim, korkunç hissediyordum.Başka bir zil sesi daha...Sessizce durdum ve gözetleme deliğinden baktım.Eldivenli, botları olan 10 yaşlarında bir çocuk gördüm.Koyu saçları, yuvarlak yüzü ve büyük renksiz gözleri ile ifadesiz bir şekilde duruyordu.Ama bir saniye...Dışarıda kar yağmasına rağmen giysileri ve botları kuruydu.Ve bu kısa çocuk zile nasıl ulaştı ? Niye yanıt vermedi ? Nereden geldi ? Bizim binada bu yaşlarda hiç çocuk yoktu ! Bu düşüncelerden sonra, çocuk aniden sinirlendi ve şöyle söyledi :

"Bana bakma ! Bakma, pişman olursun." Onun sesi yaşlı bir adam gibi boğuk ve kulak tırmalayıcıydı.

 Dehşet içinde bağırmaya ve kapıyı tırmalamaya başladı. "Seni görüyorum...Görüyorum."  Bu korku ile kıpırdayamadım.Ne yapabilirim bilmiyorum.Tırmalamaya devam ediyor.İçimden dualar etmeye başlamışken tırmalama sesi durdu.O gece öğlene kadar annemlerin dönmesini bekledim.Onlar bana kapıya ne olduğunu sordular.O zamandan beri ne zaman zil sesi duysam panik oluyorum ve kapıyı açamıyorum.

Kısa Korku Hikayeleri (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin