Fanus

763 140 244
                                    


"Şöyle güzel, alımlı, genç bir insan dişisini dönüştürüp kendime eş yapacağım. Tabi diğer insanlar tarafından farkedilmek yaşama konusunda sıkıntı çıkaracağı için avlanmak için hayvanları tercih etmek gerekecek. Arada sırada insan da avlarız tabi ama genelde hayvanla idare ederim. "

"Gusto, ne ilginç hayallerin var öyle? "

"Senin hayalin yok mu Jake? "

"Elbette var, sadece gerçek olması imkansızmış gibi geliyor."

"Az kaldı diyor Efendimiz, O diyorsa doğrudur. "

"Umarım. "

Yağmur Adam bir ağacın tepesine baykuş misali tünemiş ruhları inceliyordu. Ne ilginçlerdi. Her ne kadar kötü birer ruh olsalar da hayalleri vardı. Bir eş, bir ev, bir yaşam; Onların hayali buydu işte. Yaşama hakkı. Uleyf'in binlerce yıl önce ellerinden aldığı yaşam hakkı. Ölmek bile değildi Onlara layık gördüğü. Tutsak etmişti kara ruhları kara ormana.

Bu ormana düştüğü ilk günden itibaren hep düşünmüştü. Ruh geçidini açıp da Onları ait oldukları yere gönderse ne olurdu? Muhtemelen kara orman canlanmaz, Uleyf ölmez, tüm bu yaşananlar olmazdı. Ama nereden bilebilirdin ki diyen iç sesi kesinlikle kibrinin sesiydi. Çünkü vicdanı sen merhamet nedir bilmiyorsun diyordu.

"Karnı iyice büyüdü görüyor musun? "

Jake ağaç evinden çıkan Melek'e bakarak bunları söylerken Gusto ağaca yasladığı başını kaldırıp O da Jake gibi Melek'e baktı.

"Evet, ben hâlâ anlayamadım. Bu bebek nasıl olacak da bize bedenlerimizi verecek? "

Gusto'nun sözlerini onaylamak için başını aşağı yukarı sallayan Jake:

"Ben de anlamadım ama Efendi Karahi bir şey diyorsa doğrudur. Hem bizim aklımız ermez. Boş ver sen düşünme. "

Yağmur Adam yarım ağız gülümsedi. Ne kadar da inançlılar diye geçirdi içinden. Onda olmayan inanç Onlarda vardı işte.

"Kahin söylemiş bebek yap diye."

"Gusto, sana bir şey diyeyim mi? Bu Kahin de bir hâller var. "

"Ne gibi? Efendi Ona güveniyor."

"Güveniyor olmak o kişinin illaki dürüst olduğunu göstermez. "

"Sen bir şey mi farkettin de böyle konuşuyorsun? "

"Hayır ama neden bize yardım etsin ki? İllaki bir çıkarı vardır."

"Mantıklı. "

Yağmur Adam konuşmaları pür dikkat dinlerken kalbinden bir ürperti geldi geçti. Ya annesini deşifre ederlerse? Bu yarım akıllı ruhlar bile bunu düşünebiliyorsa Karahi'nin düşünmediğini düşünmek saçmalık olurdu. Annesi tehlikeli bir yola girmişti hem de Onun için.

Öte yandan annesi neden Karahi'ye bebek yap demişti ki? Anlamakta güçlük çektiği konunun birisi de buydu. Hem oğluna hem de Karahi'ye yardım etmesindeki amaç neydi?

Düşünürken gözleri ister istemez Melek'e takıldı. Siyah elbisenin içinde hafiften büyüyen karnı belli oluyordu. Ağaçların arasında amaçsızca yürüyor, arada sırada yere eğilip kuru yaprakları eliyle karıştırarak bir şey arıyordu. Bir an, geçmişine dair ne kadar şey hatırladığını merak etti.

Karahi'nin gücünü biliyordu. Azımsanılacak gibi bir güç değildi. Melek'in hafızasını kontrolü altına almak, Onu kendine aşık etmek zor olmamıştı. Hükümrandan umudu kesince annesi sıradan bir dişi de olabilir diyerek Karahi'yi bu yola sevk etmişti. Anlamıyordu. 'Neden? ' dedi kendi kendine. En iyisi annesine sormaktı ama bu sıralar ortalıkta pek gözükmeyen kadının evine iki de bir gitmek şüphe çekeceği için bekliyordu.

Kayıp Ruhlar OrmanıWhere stories live. Discover now