14. BÖLÜM

9.8K 954 384
                                    

Kerem işe gitmek yerine eve geçince doğruca İhsan'ı aradı odasındaki koltuğa oturup. Ona sevinçten havalara uçacağı mutlu haberi bir an önce vererek Neslihan'ın İhsan radarından çıksın istiyordu. Sonrası için kendi planları vardı, planlarının orta yerine gelip sıçması hoş olmazdı. Bastı arama tuşuna.

"Alo, naber Kerem ben de tam seni arayacaktım."

"İyidir, eve geldim şimdi."

"Erkencisin, dayım nasıl izin verdi?"

"İşim var dedim ki, vardı zaten. Dün arayıp bulduğum Neslihan'a gittim. Oradan geliyorum. Sana asla bela olmayacak merak etme."

Aynı okulda okuduklarını özellikle es geçti. Olmadık yerde kızın karşısına çıkar, olmadık laf ederdi mazallah.

"Haa, onu biliyorum yaa. Ben genel sormuştum nasılsın diye."

Ne demek onu biliyordu? Dün kıçını yırtmıştı, babası gebertiyordu bunu. Neydi bu laçkalık, rahatlık şimdi? Ne biliyordu, nereden biliyordu?

"Özel, tüzel, genel gayet iyiyim İhsan. Benim bilmediğim bir şey mi oldu? Neslihan diyorum sana, dün hamile diye kuduran sanki sen değilmişsin, başkasıymış gibi yanıt veriyorsun."

"Dün fevri davrandım biraz. Birden adı önümdeydi, hamile haberi de eklenince şok oldum. Sen nasıl olmadın hayret. Neyse ne, bugün hastane sisteminden tekrar ismine girdim. Kadın doğum bölümünden kürtaj randevusu almış ertesi gün için. Rahatladım yani."

"Ne diyorsun sen yaa?"

Ne kürtajıydı bu? Bebeğini aldırmayı nasıl düşünürdü? Belki de Kerem'in bebeğini. Tüm hücrelerine felç indi sanki. Son cümleyi soru sormak için kurabilmiş olması mucizeydi.

"Oğlum işte bela olmayacak bize. Çocuk olmayınca neyle gelebilir ki kapımıza? İstemiyormuş o da demek ki. Kimdense artık, babasını biliyor olabilir, belki istemedi o da."

"Bana bebeği istemediğini söylemedi konuşurken. Sadece..."

Ne diyecekti şimdi? Sürekli onları görmek istemediğini söylerken bunun tam tersi aklına gelmişti. Sevgilisiyle barışmış, bu ikisini unutup gül gibi geçinip gideceklerini sanmıştı. Sonra İbrahim ayrıldıklarını söyleyince de, kendi başına... Büyütemiyordu demek ki. Ailesi yoktu. Kardeşleri vardı. Okumak zorunda olduğu için mi bebeğin sorumluluğunu alamıyordu? Deli olacaktı düşünmekten. Belki de yalan söylemişti diğer adam sizin gibi korunmadı derken. Kimden olduğunu bilmiyordu ve bunun yükünü tek başına taşımaya karar vermişti.

"Ne sadece? Kerem orada mısın? Konuşsana."

"İhsan senin bu kızla bir meselen kalmadı değil mi? Kafayı falan ona takmadın yani?"

"Benden uzak Allah'a yakın olsun. Dünden beri şu randevu dalgasını görene kadar saçlarım beyazladı yemin ederim."

"Bu konuyu, onunla ikimizin de birlikte olduğunu, herhangi bir yerde herhangi birine boşboğazlık edip ballandırarak söylemeyeceksin değil mi?"

"Kime söyleyeyim lan salak? Sapık derler bize. Bir gece keyif yapalım dedik. Yatakta dümdüz yatan bir kadının üzerinde git gel.."

"Kes sesini, detay istemedim senden. İhsan, bunu bir kere söyleyeceğim. Neslihan hakkında, isim vermeden bile olsa kimsenin görmediği duymadığı yerler de dahil, kendi kendine bile konuşmayacaksın. Söz ver."

"Konuşmam da, ne bu?"

"Seni gebertirim konuşursan, söz ver. En sevdiğinin üstüne."

Ben Bir Karar VerdimWhere stories live. Discover now