59. BÖLÜM

9.3K 1K 229
                                    

⭐⭐⭐

*Hele sen, beni böyle sevmeye devam edersen...

Gözlerini açmaya korkuyordu kadın. Duyduklarını hazmetmeye çalışmış, hazmettiğine ikna olmuştu, ama bir açarsa gözlerini kapalıyken gördüğü renklerin hepsi birden kaybolacak gibi geldi ona.

Gözler açıldığında güzel rüyalardan da uyanılırdı. Neslihan da Kerem'in onun bebeklerini istediğini sandığı, kendisini suçlu göstermek pahasına sakladığı kendi eksikliği ya da bu durumda fazlalığıyla yine kendisinin neden olduğu nahoş haftalar bitsin diye uyanmak istiyordu.

Bunu gerçekten duymuş olmayı diledi. Kerem gerçekti, sözleri de gerçek olmalıydı haliyle. Çünkü kapalı gözlerle bile onun kalkan göğsününün tekrar indiğini, güzel kokusunu, nefesinin yüzüne değen esintisini hissedebiliyordu.

En son duyduğu sözler, İhsan'ın evden ayrılmak için Kerem'le vedalaşması olmuştu. Bu da demek oluyordu ki, evde onlardan başka kimse yoktu.

Gürültülerini, çığlıklarını, birbirlerine yüksek sesle seslenmelerini onlardan başka duyan olmayacaktı. Yeterince gayret gösterirlerse ve yan taraftaki Hulusi amca kulağındaki cihazın çok cızırtı yapıyor diye kapattığı çalışma tuşunu açarsa, bir de o duyabilirdi.

Neslihan gözlerini açtı. Kerem'in yüzü ona yakındı. Üç gecedir ilk kez uyuyor olabileceğini düşündü. Üç gece olduğu da onlardan edindiği bilgiydi. Kendisi yıllarca uyumuş gibi zindeydi.

İzledi bir süre yakışıklı kocasını. Gerçi göz altları morarmıştı. Sakalları biraz uzamıştı, ama yakışıklılık konusunda eline su dökecek erkek sayısı yine bir elin parmaklarını geçmezdi. Kadını olarak Neslihan'ı seçen Kerem Arda.

Kocası... Eri... Adamı...

Gözlerinin mavisinde boğulmak istese de kıyamadı hemen uyandırmaya. Parmaklarını kaldırdı, dokunamadı. Günler geceler boyunca baş ucunda Neslihan'la konuştuğunu hayal meyal hatırlıyordu kadın. Hayal belki, ama emindi Neslihan, sesinin daima kulaklarını doldurduğundan. Ona uyanmasını dikte eden sertlikte, ama yumuşacacıktı ses tonu.

Şerbetli erkek bebeğinin hayaliyle hamile kalamadığı sekiz ay boyunca üzülürken Kerem kim bilir neler yaşamıştır, nasıl hissetmiştir diye düşünmeden edemedi. Her seferinde düşük tehlikesi olabilecek gebelikler aklına geldikçe çıldıracak gibi oldu.

Kerem ondan bunu gizlemişti. İyi de yapmıştı.

Bilseydim böyle olmazdı diyebileceği hiçbir şey geçmiyordu içinden. Yine çok üzülürdü, yine kahrolurdu ve Kerem'in dediği gibi hayallerini de suya bağışlardı bebeğini korumak için. İki yılı vardı daha ve öğrendiği anda çöküşe geçecek bir sisteminin olduğunu biliyordu.

Bilseydi belki birlikte savaşabilirlerdi, ama Neslihan derdini yine tek başına yaşamayı seçerek hayatı hem kendine hem adama zindan edecek metodları geliştirmeyi geciktirmezdi. Bilmeden zehir olmuştu hayatları. Kadınlığının bir marazının daha olduğunu bilmek yıkım olurdu ona göre. Emindi.

Bunun yerine yarı açık yarı kapalı gözlerle, yarı baygın yarı uyanık hallerle, çocuğu olmasa bile onu ömrünün sonuna kadar bırakmayı aklına getirmeyecek bir adamın eşi olduğunu daha iyi anlamıştı.

Yokladı kendini. Eklem yerleri eskisi kadar ağrımıyordu. Başında tencere kapak havası oynanmıyordu. Ateşi düşmüş olmalıydı, kolundaki serum çıkarılmıştı. İkisinin konuşmasını akşam saatlerinde duymuş olsa, şimdi gece olmalıydı çünkü, sadece köşedeki okuma lambasından ışık süzülüyordu odaya.

Ben Bir Karar VerdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin