50. BÖLÜM

10.7K 1.1K 599
                                    


🌟🌟🌟

*Peki madem

Kerem, Mercan Tanyolu ile konuşmasını bitirdiğinde yerinden kıpırdayamadı. Çomakla hafifçe dürtmek istediği arı kovanına elini sokmuş kolunu kaptırmıştı. Pişman hissetmediği için üzülüyordu o. Söylediklerinden pişmanlık duyma aşamasına terfi ettirememişti çünkü kalbini. Kırılmıştı. Kırmıştı.

Söyledikleri kendini karısı olarak yetersiz gören bir kadını, bundan dolayı arınmamış hisseden birini derinden yaralayacak nitelikteydi. Niteliksizdi aslında. Bayağıydı. Neslihan'ın lanetli gece diye isim verdiği o mayıs gecesi İhsan'ın onu tabir ederken kullandığı kelimeyi kullanmıştı karısına.

Bedenini hareket ettirememişken beyninden konuşmayı geçirdi yine. Nasıl olacaktı bu iş?

"Efendim Kerem?"

"Kıskanmadı beni. Umursamadı bile."

"Mümkün değil. Kadınların doğası gereği, kıskançlık genlerine doğum hakkıyla işlenmiş gelir. Donanımları böyledir. Standart paket yani. Ekstra seçim yapmana gerek bile yok. Neslihan da farklı değil."

"Benim kadınım farklı demek ki. Sen bana, eğer sana sataşırsa, hesap sormaya başlarsa hafif hafif nifak tohumları ek demiştin. Ben doğruca ağaç çıkardım. Kovdum onu."

"Ne olduğunu baştan anlatacak mısın?"

Bu konuşabileceği bir konu değildi normal, tekdüze hayatında. Neyse ki, hayatı tekdüze değildi. Dün gece onu banyoda nahoş durumda görmesinden, başka kadınlara gidebilme olasılığına, hatta bunu normalleştirmesinden ona verdiği göz dağına kadar her şeyi anlattı bir saat boyunca. Öne alınmış seans gibiydi.

"Beklediğimiz olmadı. Neslihan hesap sormadan direk feda etti beni. Başka kadın nedir ya? Ulan kadın, ben daha sana sokamamışım bir taraflarımı. Kalkar mı başkasına ondan bile emin değilim."

Koskoca adamın kendi kulaklarını tırmalayan bet sesli kahkahası ne olup bittiğini, Neslihan'la arasının düzelip düzelmeyeceğini yorumlamak için anlamlı gelmiyordu ona.

"Hocam, sabah ya bu odada olmazsa."

"Ben onun yerinde olsam olmazdım."

Kahkahalarının arasından seçebildiği bu cümle olmuştu. Kerem şok halde ayağa fırladı. Neredeyse Neslihan çıktığında beri makdülün etrafına çizilen tebeşiri, ölü olmasından olsa gerek bozamayacak olması gibi hareketsiz oturuyordu.

"Dalga mı geçiyorsun doktor benimle sen?"

"Yoo, asla. Yirmi sekiz yıllık meslek hayatımda hiçbir danışanımla, yüzüne  karşı dalga geçmedim."

"Peki madem. Ben bir kapatayım, arkamdan geçin dalganızı arayın sonra. Yüzüme karşı gibi oldu da birazcık."

"Dinle Kerem. Neslihan sessiz kalarak tarafını seçmiş. Kıskandı seni merak etme."

"Neden bazen beni hiç dinlemediğini düşünüyorum? Evliliğimize inanmıyor o. Hep yalandı ona göre."

"Biliyor musun bazen ben de senin için aynısını düşünüyorum. Beni dinlesen de anlamıyorsun sanki. Bu daha fena. Hayır aptal bir şey de değilsin."

"Hakaret de başladı. Karıma benimle yatmazsan git dedim. Buna çözümün var mı? Sen deliye osur dedin ben gittim halıya sıçtım anladın mı?"

Ben Bir Karar VerdimOù les histoires vivent. Découvrez maintenant