60. BÖLÜM

10.3K 1K 247
                                    

Yeni güne, yirmi dört yıldır ilk kez ömrüne güneş açmış gibi uyandı Neslihan. Odalarına çıkmışlardı sabaha karşı güç bela. Gerçi Kerem'in kendisini üç kat taşıdığına ve her bir basamakta homurdandığına dair anılar daha baskındı. O anları hatırlayınca kıkırdadı.

"Biz tereyağlı mantı yedirip kilo alsın diye uğraşalım, kadın annemin dediği gibi yayla tereyağı kilo aldırmaz bilgisini kullansın. Çok zayıfsın Neslihan. Kemiklerin battı sevişirken. Kilo almanı istiyorum."

Dırıldanması, homurdanması bitmemişti onu yatağa yatırana dek. Konuşmuş, konuşmuş mütemadiyen konuşmuştu. Sitem etmişti kadına. Kadın ise sadece bakmış, gülmüş yine bakmıştı.

"Sen ne istersen kocacım. Ben onu yaparım."

"Alay etme karıcım. Ciddiyim."

"Tamam kocacım. Sen ne dersen doğrudur."

"Ben başında bekleyeceğim yemek yerken artık. En az üç kap yemek yiyeceksin."

"Sen nasıl uygun görürsen kocacım. Yerim ben."

"Kadın alacağım ayağımın altına diyeceğim, zaten yerle bir gibisin. İki boyutlusun resmen ya."

"Haklısın kocacım. Senin vurduğun yerde gül biter."

"Ne vurması Neslihan? Ben bacak arandan içerken sen yatak altından köpek öldüren mi götürüyordun? Kafan yerinde mi?"

"Evet kocacım da köpek öldüren ne tam olarak ben bilm..."

Nihayet yatağa ulaştıklarında Kerem pes etmişti. Bu kadınla uğraşılmazdı. Öpülürdü. Öptü o da. Birazcık. Çok uykusu vardı. Başı yastığa birkaç santimetre kala gözleri kapandı. Neslihan da çok yorgundu. Hastalıktan yeni çıkmış birine göre gösterdiği performans, rekorlar kitabına yaraşırdı. Biraz kocasını izleyip uykuya daldı.

İşte bu sabah, nam-ı diğer öğleden sonranın ikisinde güneşin vurduğu gözlerini açtığında Kerem yanında değildi. Duştan ses gelmiyordu. Gerindi yatakta ellerini kollarını kocaman açarak. Her yanı dökülüyordu yine. Hastalıktan değildi bu kez. Paris sabahı gibi dökülüyordu. Üstünden boğa geçmiş gibi eklem yerleri, horoz gagalamış gibi kaba etleri ağrıyordu.

Duş almak istedi. Dün gecenin çok fazla dokusu ve kokusu vardı üzerinde. Kerem'in tüm dna'sı üzerinde gibi hissediyordu. Öyle ki, üstündekilerden en az dokuz on çocuk çıkardı. Kıkırdadı kendi kendine. Sürekli kıkırdıyor muydu ne? Deli de olabilirdi. Kendi kendine kıkırdayana ne deniyordu?

Üzerini çıkarıp suyu ayarlarken aynada kendine baktı. Dün geceki kadar yıkık dökük görünmediğine şaşırdı. Gülümsedi. Sağ yanağındaki gamzenin varlığını da aylar sonra hatırlamış oldu. Sudan dumanlar çıktığında banyoya adımını attığı anda çığlığı bastı.

Kerem karısından önce kalkmış, duş almış mutfağa inmişti kahvaltı hazırlamak için. İşe gitmeyeceğini, Neslihan'nın daha iyi olduğunu haber vermişti ablalarına. Kendi zevkine göre rengarenk olan Neslihan'ın tabağını çoktan doldurmuştu. Kişisel yaşam koçuydu artık. Yalnız Neslihan'a özel. Tam onu uyandırmaya odaya gelmişken duydu tiz sesi. Direk banyoya daldı.

"Neslihan ne oldu? Sen iyi misin?"

Bir yandan etrafa bakıyor, özellikle örümcek lafını ağzına almaktan kaçınıyor bir yandan kadını kendi ekseninde döndürüp çıplak teninde yara bere var mı diye kontrol ediyordu. Seri katil iş başında olabilirdi yine.

"Başım döndü Kerem dur artık. Su sıcaktı. Yandım."

Kerem durdu, bıkkınca nefes verdi. Aklını başından alıyordu resmen Neslihan, her yönden. Çepeçevre kuşatılmıştı onun tarafından. Elleriyle yüzünü sıvazladı. Kalbi ritmini buldu.

Ben Bir Karar VerdimWhere stories live. Discover now