48. BÖLÜM

11.5K 1K 573
                                    

🌟🌟🌟

*Adam bu hikayeye bestelemiş hepsini. Ben ne yapayım?

"Bu kazağı nereden buldun Allah aşkına?"

"Bulmak mı? Sen ben sıradanım deyince, iş yerinin oradaki avm'ye gittim hemen. Satılıyor bunlar, inanabiliyor musun? Para verdim buna. Çok para."

"Şaşırmadım. Zevk meselesi. Yakışmış."

"Alay mı seziyorum acaba?"

Yatağa kıyafetleriyle uzanmışlardı. Neslihan'ın başı Kerem'in göğsünde, Kerem'in gözü eliyle havaya kaldırdığı resimdeydi. Mükemmel bir resimdi. Karısı onun için yapmıştı. Kendini göğsüne konumlandırma şekli başını döndürdü. Aynı şekilde yatmışlardı ikisi yatağa. Sıklığının artmasını dilerken buldu kendini. Doğum günüydü sonuçta. Mum üflemesi şart mıydı?

"Sen bu resmi ne zaman yaptın?"

"Okulda kalan boş vakitlerimde, kütüphanede bitirdim."

"Ben sen oku diye gece gündüz çalışıyorum. Sen boş vakit bulabiliyorsun yani? İlginç."

"Çalışkanım ben biraz."

"Böyle de övmeyi hiç sevmezsin kendini. Bu tarz yeteneklerin olduğunu bilmiyordum. Başka ne cevherlerin var?"

"Liseden beri yapmıyordum. Cevherim yok. Yarına yetiştirmek için bu akşam yalan söyledim sana."

Bunu söylerken de yalan söylemesi ne ironiydi, ama. Açıklayamazdı. Sarhoş olduğu için, ağzıyla içmeyi değil, hiç içmeyi bilmediği için kusmuş olduğu gerçeği, dile dökülemeden ambargo yemişti Kerem tarafından. Acaba dinlemek işine mi gelmiyordu?

"Anladım karıcım. Suçlama kendini artık."

"Erkenden vermek zorunda kaldım zaten. Yarın ne vereceğim herkesin yanında?"

"Herkes mi? İstemiyorum kimseyi, başa olalım yarın da."

Ooo ooo! Bravo kendisine. Ancak bu kadar hızlı safa salağa bağlayabilirdi bir kadın. Açık edecekti az daha sürprizi. Bir haftadır akla karayı seçmişti ondan gizli iş yapacağım diye, tek bir bütünlük belirten kelimeyle bir çuval incir berbat olacaktı. Yeni incir almaya vakti de yoktu. Mevsimi de değildi.

Herkes neydi? Herkes kimdi? Nasıl böyle önüne geldiğince konuşurdu?

"İşte ablanlar da kutlar belki eve gelerek. Hediye de verirler."

"Ben sadece seni istiyorum. Baş başa olalım Neslihan. Ciddiyim. Tüm gün işteyim zaten. Özlüyorum seni."

Haydaaa! Adamın ateş başına mı vurmuştu ne? Birden sıcak oldu oda. Kazağını çıkardı hemen. Biraz terasa mı çıksaydı da soğuk hava çarpsaydı tenine, bedenini bir titretseydi? Kazağı çıkarmak farklı anlamlar yüklenebilecek bir eylemdi neticede. Yine aldı eline giymek için, Kerem ona şaşkınlıkla bakarken.

"Giyinme. Kokun,  buram buram geliyor. Gelsin bırak."

"Gelmek isterlerse hayır diyemeyiz sonuçta, değil mi? Baş başayız şimdi Kerem. Gerçekten beğendin mi resmi?"

"Bayıldım diyorum kadın. İş yerime asacağım. "

Neslihan'la fiziksel aktivite yapamasa da onun kendisi için yaptığı resme baktıkça herkes rahat bir nefes alabilirdi bir süreliğine. Kimseleri göremiyordu hışmından, son bir haftadır etrafında. Herkes ondan saklanacak delik arıyordu.

Ben Bir Karar VerdimWhere stories live. Discover now