33. BÖLÜM

9.9K 995 233
                                    

Neslihan diyordu hadımım Kerem diyordu kaç çocuğun var? Kimin çocuklarına mükemmel bir anne olacaktı ki? En son tecrübelerine dayanarak bir çıkarımda bulunacaksa eğer, bir erkekle yattığı zaman hamile kalabiliyordu. Deneyimlemişti bunu. Kerem'le cinsel hayatsız bir dünya evinde bu dediği imkansızdı haliyle.

Günlük rutin haline gelen, sınav sonrası içecek ve tatlı tüketim saatlerinin geleneksel on birinci gününde, girdikleri kafede, garsona verdikleri siparişler masaya gelene kadar Neslihan cevap vermedi.

Neslihan'ın cevap vermemesi Kerem'i endişelendirdi. Sorulan bir soru yoktu ortada, yoktu; ama yoruma veya laf sokmaya açıktı. Konu Neslihan olunca onun neyi ne zaman yapacağının çetelesi Kerem'de değildi henüz.

İçeceğinden bir yudum alınca sohbet yeni başlamış gibi konuşmaya başladı. Başka türlü Kerem'e verebileceği ne cevabı ne yorumu vardı. Onu üzmek istemediğini on dakika önce söylemiş biri olarak kendi lafını çiğnemek de olmazdı. Dümeni değiştirdi.

"Düğün konusunda evinizde neler konuşuluyor?"

Usta manevracı Neslihan Yılmaz'ın bu hallerine alışmaya başlamıştı Kerem. Dediğini görmezden duymazdan gelince söylenmemiş olmuyordu fakat Neslihan'a yüklenmek istemedi. Bebeğinin kaybının yeni olduğu düşünülürse amacı en kısa sürede bir bebek yapalım demek değildi asla; ama yanlış anlaşılmaya meyilli cümle olduğunu inkar edemezdi.

"En az Keriman'a yapılan gibi güzel bir düğün olmasını istiyorlar. Annemin de ablalarımın da fikirleri var. Benimse istediğim, senin istediklerinle aynı. Sen ne istiyorsun?"

"Ben bir şey istemiyo..."

Anında frenledi kendini. Kerem'in bahsini ettiği şey, kendi her ne isterse onu isteyeceği, istemezse eğer hiçbirini onun da istemeyeceğiydi. Neslihan bu evliliğe baş koyarken Kerem kellesini koymuştu. Bir taraf memnun olacaksa o hak kısmen Kerem'indi ona göre. Köşelerini biraz daha törpüleyerek devam etti.

"Kerem, onlara bırakalım ne dersin? Ben her ne kadar istemesem de ailem ve kardeşlerim için bu düğün şart. O yüzden bence bırakalım bildikleri gibi yapsınlar."

"Hiç mi hevesin yok? Yani dedin zaten, sana göre gerçek değil, bir kere olması gereken bir şey falan filan bu düğünsel işler. Belki bir kere olur. Biz de tadını çıkaralım."

"Başka seçeneğimiz yok gibi. Talebim yok, bana ne sorulursa sorulsun ben fikrimi belirtirim. Size ve çağırılacak davetlilerinize uygun bir yerde salon tutulur. Bizim akrabalar için otobüs falan tutulur. Hepsi birden gelirler."

"Otobüs kolay iş. Teferruatlar fazla. Siz yakın zamanda birini evlendirdiniz mi en yakınlarınızdan? Keriman ablamın hatırlıyorum da, düğünde az kalsın el kol kaldıramayacaktım. Yorucu işler. Önceden her şey hallolursa, o gün bir şey düşünmemize gerek kalmaz."

"Uyarım her şeye. Geçen sene kuzenim evlendi; ama misafir gibi gidip takımızı taktık, döndük. Nesi yorucu ki?"

"Düğün bizim düğünümüz ya Neslihan. Gelinlikli misafir olursun artık. Senin her şeye uymanı değil bir şeyler talep etmeni tercih ederim. En basiti kadın, gelinliğini kendi istediğin gibi seçecek misin?"

Gelinlik. Gündeme geldi işte. Çare Neslihan değildi. Çaresizdi. Mecbur giyecekti. Madem giyecekti. Tabii seçecekti.

"Seçeceğim. Çiçekler çok güzel Kerem. Teşekkür ederim. Gelinlikle seni hak eden birine iyi bir aşık olurdun. Yok muydu sevgilin?"

Ben Bir Karar VerdimWhere stories live. Discover now