57. BÖLÜM

9.4K 996 439
                                    

🌟🌟🌟

*Hiç gülmüyorsam sebebi var.

Neslihan, okula gelmekteki ısrarının da kendisini yıpratmaktan başka bir işe yaramadığını anladığında okulun son günü olmak zorundaydı zaten. Okan gidiyordu. Nereye gittiğini o günün son dersinde gelen Ebru'dan öğrenmişti. Kanada. Vay canına!

Ebru birlikte sinemaya gitmeyi teklif ettiğinde silkelenerek kendine geldi. İzlediğinden bir şey anlamayacak olsa da iki saat konuşmadan durmak işine gelirdi. Beyni susmazdı gerçi; ama sinemada ona cevap veremezdi. Tek başına istediği kadar konuşabilirdi. Kendi başına konuşana deli derlerdi. Neslihan da akıllı sayılmazdı.

Filme boş gözlerle bakarken iki saat de bitti. Ebru, üçüncü sınıfı kazasız belasız bitirme şerefine akşam bara gitmelerini teklif ettiğinde neden olmasın diye düşündü. Tek sorun bunu Kerem'e söylemek zorunda olduğuydu. Konuşmak için adım atmayı istemiyordu onunla henüz. Tam reddetmek üzereyken annesini aramaya karar verdi.

"Anne ben akşam sınıftakilerle takılsam biraz sorun olur mu sizin için? Okul bitti ya, arkadaşlar mekan ayarlamış."

"Neden sorun olsun tatlım? Kerem'le mi olacaksınız?"

Kadın yaz tatilinin ikisine de iyi geleceğine emindi. Bu akşamdan başlamamaları için hiçbir neden göremiyordu. Yaklaşık iki aydır yeterince yıpranmışlardı. Belki yeniden bebek denerlerdi.

"Kerem'e ulaşamadım anne. Size haber vermek istedim."

Tam o sırada eve giren Kerem'e baktı annesi. Gülümseyerek eliyle yanına çağırdı. Araba kullanırken telefonuna bakamamış olacaktı.

"Aa bak geldi Kerem, söyleyeyim de o da gel..."

"Arkadaşlar bekliyor anne, görüşürüz. Teşekkür ederim."

Kapattı kadını konuşturmadan. Bir süre bekledi Ebru'nun yanına gidene dek. Yaptığını neden yapıyordu, artık kendini tanıyamıyordu. Sadece böyle yapması gerektiğini biliyordu. Bazı anlar vardır, bilirsiniz. Anlamsız, mantıksız belki, ama öyle yapmanız gereken anlar... Öyle bir andı işte.

Kerem'e öfkesi geçmek bilmiyordu. Her gece havanın ısısından bağımsız olarak üşüyordu o yanında yokken. Yanına gitmek istiyor, kendince bin bir bahane üreterek yine kendince vazgeçiyordu. Çünkü eğer yanına giderse tekme tokat dalmakla şapur şupur öpmek ikileminde kalmaktan korkuyordu.

Dalmakta sorun yoktu. Zevkle, pür neşe canını yakmak hoşuna giderdi. İkinci seçenek elini kolunu bağlayan kısımdı. İçinin buzu çözülmeden kocasıyla birliktelik ona göre değildi.

Bir keresinde okumuş olduğu bir yazı geldi aklına. Konusu neydi, çıkaramadı, ama kısmen şundan bahsediliyordu.

'Erkekler barışmak için, kadınlar barıştıktan sonra seks yaparlar.'

Neslihan, ikinci taraftan olduğunu geçen zamanla ve geçmeyen acıyla keşfedip uygulamak zorunda kalmıştı. Yerinden tam bir adım atmıştı ki, telefonu çaldı. Kerem arıyordu. Off!

Açmasa olmazdı. Annesiyle on saniye önce konuşup telefonu yutmuş taklidi yapması saçma olurdu.

"Alo."

Kerem annesinin yüz ifadesinin ani değişimiyle kendisiyle konuşmak istemeyen karısını zor durumda bırakmak istemese de annesine kıyamadı. Onun ikisi için üzülmesi haksızlıktı kadına.

"Karıcım, duymamışım telefonu kusura bakma. Bana da teklif edecektin büyük ihtimalle, ama benim evde işlerim var. Arkadaşlarınla iyi eğlenceler sana."

Ben Bir Karar VerdimWhere stories live. Discover now