23. BÖLÜM

10.1K 933 361
                                    

🌟🌟🌟

Kerem buradaydı. Onu beklemişti. Kardeşleri neredeydi peki? Okan'ı ismen biliyor olması yeterince can sıkıcı değilmiş gibi üzerine cismen görerek tüy dikmişti bu istenmeyen duruma.

Tekrar Okan'a döndü. Okan hala Kerem'in varlığını sorgular halde, Neslihan'ın kaderinin emanetçisine bakıyordu. Kimdi bu adam? Nereye hazır mıydı Neslihan? Neye hazır mıydı? Evleneceği kişi bu adamdı. Hayır, olamazdı. Aniden döndü ona. Kendisine bakan kadına.

"Gitme. Benimle gel. Hiçbir pişmanlık olmayacak artık. Neslihan, büyüdüm ben, inan. Kıt aklımla sevildim sanan bir çocuk değilim. Senin tarafından sevildiğimi öğrenen bir adamım. Sen olmadan yaşayamam. Ölümüme terk etme beni."

Okan'ın pişmanlığı ne kadar gerçekse Kerem'in gerçekliği de o kadar sakin bir dinginlikti. Onun yanında olmayı daha dün gece deneyimlemişti. Onun öncesinde farklı bir deneyimi birlikte paylaşmış, bir daha görmeyeceğinden emin olarak yanından ayrılmıştı. Bir şey düşünmesine gerek kalmayacaktı bir süre. Kerem onun yerine çoktan karar vermiş, karar vermeye devam edeceğinin işaretlerini gönderiyordu ona.

Okan ilk ise Kerem sondu. Arası asla hatırlamak istemediği pişmanlığıydı. Şimdi Okan ona başka hiç pişmanlık olmayacak diyordu. Bir kişinin çocuk zamanlarında sevildiğini sanması ne demekti, Neslihan bilemezdi. Onu sevenin sadece kendisi olduğunu fark etmesi zamanını almıştı Okan'ın. Geçen süre varlığından çok şey götürmemiş olsa belki derdi o zaman.

Belki, tutardı elini. Belki giderdi onunla.

Kerem ise hiçbir zorunluluğu yokken karşısına çıkmış, sebeplerini, ondan beklentisini hala anlayamazken ona evlenme teklif etmişti. Belki fiziksel acılardan Neslihan'ı koruyamamıştı; ama kaybettiğini sandığı, uğrunda ölmeyi göze aldığı eğitim hayatını ikiletmeden, ikinci bir kez düşünmeden ayaklarının altına sermişti.

Okan'a söylese o da sererdi. İçinden ona söylemek gelmiyordu. Geçmişte kalmasını istediği, silik, ona hatalı seçimlerinden sonra gelen biriydi sadece. Olmazdı ki artık. Kerem'le yapacağını söylediği mantık evliliği, Okan'la yapsaydı eğer, aşk evliliği olabilecekken dünkü tercihinden vazgeçmeyi düşünmüyordu.

Her ne kadar Kerem onu mecbur da bırakmış olsa, bu mecburiyete giden yolda kendini yerin dibine gönderen yalanı da o söylemişti. Ailesi gerçeği sonradan belki öğrenmişti; ama o an kahrolmuş halleri ömrü bitene kadar unutabileceği bir sahne değildi.

Şimdi... Şimdi ona bir seçim şansı sunmuştu. Ona bırakmıştı Kerem'i seçip seçmemeyi.

Burada mecburiyet yoktu.

Burada Neslihan yalnızdı.

Hala ona umut eden, beklenti içinde yalvaran gözlerle bakan adama hitaben konuştuğunda yol ayrımına geldiğinin bilincinde geri dönülmez olana adımını çoktan atmıştı.

"Senden beni çıkarınca nasıl da herkessin***. Hoşça kal Okan."

"Lütfen Neslihan."

"Hazırım, gidelim."

Bu kez konuştuğu Kerem'di. Ona doğru attı adımlarını.

"Neslihan?"

Okan Neslihan onu dinlesin istiyordu. Arkasına dönmese de durakladı. Son kez duyacak olabilirdi sesini. Bitsin gitsin istiyordu o. Bıçak gibi kesilsin, en can yakıcı yerine saplanan Okan, kurşun gibi bedeninden çıkarılsın istiyordu.

O olmadan ölmeyecekti elbette. Onunla yaşamak istemişti Okan. Neslihan silmişti onu. Okan için Neslihan, onunla geçen kısacık hayatında, izlerinin olduğu herbir yerinden çıkmasının mümkünatı olmayan mühürdü. Bilsin istedi. Farkında olmadan kazınmıştı bu kadın tüm hücrelerinin yapıtaşına.

Ben Bir Karar VerdimKde žijí příběhy. Začni objevovat